| Sonunda, bir diğer birey, arkasını dönerek oturdu ve sonra katılımını iptal etti, bu sebeple tanınmasın diye görüntüyü mozaiklemem gerekti . | TED | وأخيراً، شخص آخر جلس للتصوير من الظهر ثم بعد ذلك ألغى مشاركته، لذا فقد أضطررت لتمويه صورته كي لا يتم التعرف عليه. |
| Ancak görevli memur çağırdığı desteği iptal edip onun yerine kaza raporu doldurmuş. | Open Subtitles | ولكنّ الضّابط ألغى طلب الدّعم، وبدلًا من ذلك قدّم تقريرًا على أنّها حادثة. |
| Yakın ve Uzak Doğu'ya yapılacak tüm iş toplantılarını ve seyahatleri iptal edin. | Open Subtitles | ألغى كل ترتيبات السفر وإجتماعات العمل فى الشرق الأقصى والأدنى |
| Size erken beslenmenin iptal edildiğini söylemek için gönderildim. | Open Subtitles | أُمرت بإبلاغكما أن تناول الطعام قد ألغى هذا المساء |
| Ona bir şey yapmasını söyledim. Dinlemedi... ben de sözleşmesini iptal ettim. | Open Subtitles | أمرته أن يفعل شيء , و لم يستمع لى , لذا كان يجب أن ألغى كل شيء |
| Ona bir şey yapmasını söyledim. Dinlemedi... ben de sözleşmesini iptal ettim. | Open Subtitles | أمرته أن يفعل شيء , و لم يستمع لى , لذا كان يجب أن ألغى كل شيء |
| Tekneye hiç binmedi. Rezervasyonu iptal etti. | Open Subtitles | لم يكن يوما على متن القارب انه ألغى الرحلة |
| Fakat önceki bombardıman nedeniyle uluslararası kınamalarla yüz yüze kalan Kennedy, hava desteğini iptal etti. | Open Subtitles | ولكن كينيدي، الذي واجهته إدانة دولية بسبب القصف الذي جرى أولاً ألغى المساندة الجوية |
| Neyi yada niçin iptal ettiğini söylemedi. | Open Subtitles | ريكي هاريسون ألغى لم يقل ماذا ألغى أو لماذا |
| Müzedeki kadın arayıp bir iptal olduğunu söylemiş. | Open Subtitles | اتّصلت المرأة من المتحف وقالت إنّ أحدهم ألغى الحجز |
| General Hammond emrinizi iptal etti, efendim. Gemiden çıkış için bir yolumuz var. | Open Subtitles | لقد ألغى الجنرال هاموند أوامرك يا سيدى لدينا وسيلة للهرب من السفينة |
| Yoga dersimi iptal etmem gerekecek. - Ross, Jasmine 'e Yoga dersine gelemeyeceğimi söyler misin? | Open Subtitles | يبدو أنني سأضطر أن أعمل طول اليوم يجب أن ألغى درس اليوجا الخاص بى |
| O kartı iptal ettirmişse hepsini ettirmiştir. | Open Subtitles | عسل، إذا هو ألغى تلك البطاقة ألغى كلّ البطاقات. |
| Fil'e harekatın iptal olduğunu aynı kanaldan söyle. | Open Subtitles | إستعمل القناة الحالية لإخبار اليفند أن ذلك العمل ألغى |
| Fil'e harekatın iptal olduğunu aynı kanaldan söyle. | Open Subtitles | إستعمل القناة الحالية لإخبار اليفند أن ذلك العمل ألغى |
| Hoshikage daha fazla kurbanların olmaması için antrenmanı iptal etti. | Open Subtitles | ألغى الهوشكاج الثالث التمرين لأنه لايريد المزيد من الضحايا |
| Durun! 2:30 toplantını iptal edeyim mi? | Open Subtitles | انتظرى، هل ألغى اجتماع الساعة الثانية و النصف |
| Önemli değil. Patronun randevunu iptal ettiğini söylemek için aradım. | Open Subtitles | لا يهم, اتصلت لأقول لك أن رئيس ألغى موعدك |
| Summerholt'da mı? Bu yüzden mi Dr. Garner seansımı iptal etti? | Open Subtitles | في سمرهولت هل لذلك دكتور جارنر ألغى جلستي |
| Bütün kredi kartlarımı iptal etti, onunla evliyim ve alışveriş yapamıyorum, bu dünyadaki en kötü şey. | Open Subtitles | و ألغى كل بطاقاتي الائتمانية مما يعني أنني زوجته ولا يمكنني التسوق و هو أسوأ ما في العالم |
| Altıncı Bölüm hit dört Zabıta için başlıkları ortadan kaldırdı. | Open Subtitles | القسم ستّة ألغى ألقاب الشرطة الأربعة الكبار. |