| Beyefendi, çantanızda hiç elektronik eşya var mı? | Open Subtitles | سيدي, هل لديك أي أجهزة ألكترونية في حقيبتك |
| - elektronik mağazasının açılışı olduğunu söyle lütfen. | Open Subtitles | أرجوك أخبرني هل فتحت مخزنا لتخزين الأدوات ألكترونية |
| Şu andan itibaren aramızda elektronik haberleşme olmayacak. | Open Subtitles | من الآن فصاعداً، لا أتصالات ألكترونية بيننا |
| Bölüm'ün yarısı e-mail bile atamıyor. | Open Subtitles | نصف "الشعبة" لا تستطيع إستقبال رسائل ألكترونية |
| Pasaport kalıplarının yanında Akron, Ohio'daki bir halk kütüphanesini gösteren bir IP adresine giden ve gelen mailler buldum. | Open Subtitles | بالاضافة الى نماذج جوازات السفر وجدتُ عدة رسائل ألكترونية من و ألى عنوان الكتروني يعودُ ألى مكتبة عامة في (أكرون، أوهايو) |
| Dosyaların çoğu şifreli, fakat geri dönüşüm kutusunda bir mikroçipin şematiğinin bulunduğu bir dosya vardı. | Open Subtitles | معظم الملفات مشفرة، ولكن كان هناك مستند في سلة المهملات، رسم شريحة ألكترونية |
| Lütfen aklınızda bulunsun, binanın içine herhangi bir elektronik aletle giremezsiniz. | Open Subtitles | رجاءً تذكر لا أجهزة ألكترونية داخل المنشأة |
| Adamlarım buradan elektronik iletişim olduğunu söyledi. | Open Subtitles | ...أوة, نعم رجالى أخبرونى أنة لدينا قراءات ألكترونية صادرة من هنا |
| Bu uçakta elektronik devre yok. | Open Subtitles | هذه الطائرة لا تحوي على مواد ألكترونية |
| Bütün elektronik veriler kaybolacak. | Open Subtitles | كل قطعة ألكترونية ستتلاشى |
| Egan'ın dosyasıyla ilgili her şeyin elektronik kopyasını gönderdim şimdi. | Open Subtitles | أرسلت لكِ للتو نسخة ألكترونية (من محتويات ملف (إيغان |
| elektronik Nezaret Yedi gün, yirmidört saat. | Open Subtitles | مراقبة ألكترونية 24/7. |
| Burada Ukata'daki bir maden ile ilgili... Bir sürü e-mail ve sözleşmeler var. | Open Subtitles | هناك مجموعة رسائل بريدية ألكترونية وعقود هنا تتعلق بمنجم في "يوكاتا" |
| Bize incelediğimiz bir mikroçipin şematiğini gönderdi. | Open Subtitles | لقد أرسلت إلينا تخطيطاً لشريحة ألكترونية قمنا بعمل تحليل لها |