| aynanın karşısında siyah bir şapkaya siyah bir peçe tutturmuş matem tutarken nasıl görüneceğine bakıyordu. | Open Subtitles | كانت فى حجرتها أمام المرآة,ترتدى قبعة سوداء و تدبس خمارها كما لو كانت لا تستطيع الإنتظار كيف ستبدو فى الحداد |
| Bazen aynanın karşısında dururum, gözlerim sürekli büyür. | Open Subtitles | أحيانا أقف أمام المرآة. وعيني تصبح أكبر و أكبر. |
| Evet, aslında geceleri aynanın karşısında ziyaret etmeye başladığın korkunç bir ikinci kişiliğin olmasından şüpheleniyoruz. | Open Subtitles | أجل ، لقد بدأنا نشك أنها شخصية أخرى سيئة لك تظهر لك في الليل أمام المرآة |
| Tamam. Erkekler neden Aynanın önünde yaparlar, biliyor musunuz? | Open Subtitles | هل تريدن ان تعرفن لماذا يحب الرجال القيام بذلك أمام المرآة ؟ |
| Ama ne kadar yorgun olursa olsun her zaman kahvaltı hazırlamak için erken kalkar ve Aynanın önünde makyajını yaparmış. | Open Subtitles | ، لكن مهما كانت هي متعبة فأنها دائماً ما تستيقظ مبكراً لتحضر الفطور . و تضع زينتها أمام المرآة |
| Beyler, ...bu kelimeleri ayna karşısında tekrarlayın. | Open Subtitles | أيها السادة المحترمون، تدربوا على هذه الكلمات أمام المرآة. |
| Hepimiz bir yere oturur ve Aynaya bakarız ve geçmişimizi görürüz. | Open Subtitles | نحن جميعأ سنجلس أمام المرآة وسوف نرى أمور حياتنا فى الماضى |
| Onlar bir aynanın karşısına oturmuş kendilerini çözmeye çalışmıyor veya kendilerini düşünmüyorlar. | TED | أنهم لا يجلسون أمام المرآة في محاولة معرفة أنفسهم، أو يفكرون في أنفسهم. |
| Yunuslar insana benzemediği halde aynada kendini tanıma özelliği gösteren tek hayvanlar değil. | TED | الدلافين ليست الحيوانات الوحيدة أو المخلوقات الغير بشرية الوحيدة، التي أبدت القدرة على التعرف على نفسها أمام المرآة. |
| Sen her zaman ayna önünde dans ederdin. | Open Subtitles | اعتدتي الرقص أمام المرآة طوال الوقت |
| Hasta, hayalet uzvunu bir aynanın arkasındaki kutuya, sağlam uzvunu da aynanın önüne yerleştirir. | TED | يضع المريض طرفه الخيالي في الصندوق وراء المرآة والطرف السليم أمام المرآة. |
| sonunda kendimi aynanın karşısında buldum ve aynen bu şekilde saçlarımı taradım taradım bir daha taradım tekrar taradım... | Open Subtitles | وفجأة وجدت نفسي أمام المرآة وبدأت أسرح شعري هكذا تسريحة |
| Sen de geçen gece bir aynanın karşısında yemek yemişsin. | Open Subtitles | وأنتِ تناولتِ عشاءك أمام المرآة ليلة أمس. |
| Merak ettim de, bu konuşmayı aynanın karşısında çalıştın mı yoksa birden mi aklına geldi? | Open Subtitles | من باب الفضول، هل تدرّبت على هذا الخطاب صبيحة اليوم أمام المرآة أم هذا خطاب لم يسبقه تحضير؟ |
| Ve seni bu sabah aynanın karşısında kendini havalı bir İngiliz gibi gördüğünü hayal edebiliyorum. | Open Subtitles | ويمكنني أن أتخيلك أمام المرآة هذا الصباح تفكر بأن ذلك وشاح أنيق. |
| Evet var. Ama genellikle aynanın karşısında ayakta durduğumda.. | Open Subtitles | أنا، ولكن عادة عندما أقف أمام المرآة |
| Aynanın önünde durmuş ama kendini tanımıyor. | Open Subtitles | ومن أمام المرآة ولا تعترف نفسه. |
| Aynanın önünde beceremiyorum. | Open Subtitles | لا يبدو أننى أفعلها صحيحاً أمام المرآة |
| Tanrım, çoğu kereler ayna karşısında bunun pratiğini yapmıştım. | Open Subtitles | يالهي، لقد تدرّبت على هذا أمام المرآة مرّات عديدة |
| Geceleri ayna karşısında okuyup, söylüyormuşum gibi yaparım. | Open Subtitles | و أقرأهم في اليل أمام المرآة و أتظاهر حقّاً .أنني أقولهم |
| Eve gider ve Aynaya bakardım ve sadece gördüğüm şeyden nefret ederdim. | TED | كنت سأعود إلى المنزل وأقف أمام المرآة وأكره ما كنت أراه. |