| Şu işi soyunma odasında yapmamanızı söylemiştim. | Open Subtitles | لقد أمرتك أن لا تحقنين نفسك فى غرفة تغيير الملابس |
| Sana gelmemeni söylemiştim. Neden geldin? Seni aptal! | Open Subtitles | لقد أمرتك أن لا تأتين إلى هنا، فلماذا أتيتِ أيتها الحمقاء؟ |
| Sana gitmeni söyledim. Bana şehirden gideceğini söyledin. | Open Subtitles | أمرتك بالرحيل و تعدني بأن تغادر المدينة |
| Duymadın galiba? Sana bir görev verdim. dediğimi yap. | Open Subtitles | سمعتَ ما قلتُه، أمرتك بفعل شيء فافعله الآن |
| Asker, sana o mancınıkları ileri çekmeni emretmiştim. | Open Subtitles | أيها الجندى .. لقد أمرتك أن تحرك المجانيق إلى الأمام |
| - Ben de yalnızca emir veriyorum. Benim yerime hareket etmen için şehirde gizlenmeni emrettiğim gibi. | Open Subtitles | وإنما أصدرت أنا أمرًا، كما أمرتك بالتواجد في المدينة لتتحرك كآداتي |
| Sana Kara Mühür'ün kadehlerine zehir koy demiştim, tüm fıçıya değil! | Open Subtitles | لقد أمرتك بتسميم كؤوس جماعة الختم الأسود |
| Sana, mahkemeye yalan söylemeyeceğimi özellikle belirttim beni o duruma sokmamanı emrettim sana ve sen bilerek yaptın bunu. | Open Subtitles | لقد أمرتك بأن لا تضعيني في ذلك الموقف و قد فعلت ذلك عمدا |
| Kız giysileri için ne dedim ben? | Open Subtitles | ماذا أمرتك بشأن إرتداء ملابس الفتيات؟ بماذا أمرتك بشأن إرتداء ملابس الفتيات؟ |
| Meereen'de kalıp sokakları korumanı emredersem ne olur? Meereen'de kalıp sokakları korurum. | Open Subtitles | لذا إذا أمرتك بالبقاء في (ميرين) وحراسة الشوارع؟ |
| Sana arabada kalmanı söylemiştim. | Open Subtitles | أمرتك بالبقاء في السيارة أتعلم؟ انس السيارة |
| - Evet, başardık! - Çekil üstümden. - Sana arabada kalmanı söylemiştim. | Open Subtitles | أجل قتلتها - ابتعدي عني ، أمرتك ان تبقي في السيارة - |
| Onu birkaç sefer Palace Royale Otel'de kaldıkları yere bırakmanı söylemiştim değil mi? | Open Subtitles | أمرتك بإيصاله عدّة مرّات لقصر الفندق الملكيّ، صحيح؟ |
| söyledim sana, sessiz ol. Bunu sen yaptın. | Open Subtitles | إهدىء، لقد أمرتك أن تكون هادئاً |
| Sana hiçbir şey imzalamamanı özellikle söyledim. | Open Subtitles | لقد أمرتك بأن لا تقومي بتوقيع أي شيء |
| Seni uyarıyorum. Ona söyle, dediğimi yapsın. | Open Subtitles | انا أحذرك أخبريه أن يفعل كما أمرتك |
| dediğimi yap! | Open Subtitles | نفّذ ما أمرتك به |
| Hayır. Mağaranın dışındaydın. Sana orada beklemeni emretmiştim. | Open Subtitles | لا، كنتَ خارج الكهف أمرتك بالانتظار هناك |
| Arabadayken geri dönmenizi emretmiştim, ama bana aldırış etmeden direkt pusuya gittiniz. | Open Subtitles | لقد أمرتك بأن تعود بالسيارة، وتجاهلتني وسِرت مباشرة نحو كمبين |
| Onun hikâyesini çalmak için sana emir verdiğimi söylerim. | Open Subtitles | سأخبرها بأني أمرتك بأن تسرق قصتها |
| Asla bu duvardan çağırma demiştim! Bu duvar listede yok. | Open Subtitles | لقد أمرتك بألا تتصلى بى أبداً على هذا الجدار هذا الجدار غير مُدرج على اللائحة |
| Grupları gözden geçirmeni emrettim, kendi kafana göre iş yapmanı değil! | Open Subtitles | أمرتك بتجمّع ثانية كنت لوحدك |
| Kız giysileri için ne dedim ben? | Open Subtitles | بماذا أمرتك بشأن إرتداء ملابس الفتيات؟ |
| Meereen'de kalıp sokakları korumanı emredersem ne olur? | Open Subtitles | لذلك إن أمرتك (بالبقاء في (ميرين والقيام بدوريات في الشوارع؟ |
| Ne dediysem onu yap. Bana hemen helikopteri bul. | Open Subtitles | أريدك أن تفعل ما أمرتك به أحضر تلك المروحية الآن, إنتهى |
| dedim sana renklilerle beyazları karıştırma diye. | Open Subtitles | لقد أمرتك بعدم خلط الثياب البيضاء مع الملوّنة |
| Asla ve kat'a kaleye getirmemenizi söylediğim kişiyi mi? | Open Subtitles | الشخص الذي أمرتك بألا تجلبه إلى القلعة تحت أي ظرفٍ كان؟ |
| Sana söylediğimi yapsaydın, hala yaşardı. | Open Subtitles | إن فعلت ما أمرتك بهِ، لكان الأن على قيد الحياة. |
| Beni durduramazsın. Sana emrediyorum. Buraya seni durdurmaya gelmedim. | Open Subtitles | لا تستطيع إيقافي، فقد أمرتك - لست هنا لإيقافك - |