| Evet, ama bunu bitirmeliyiz. İlgileneceğimiz başka işler de var. | Open Subtitles | ولكن عليك أن تنهي هذا الأمر لدينا أمورٌ أخرى لنتولاها |
| Bu kameraya acil ihtiyacım var. Yoksa işler boka saracak. | Open Subtitles | لكني أريد الكاميرا بسرعة وإلا ستحدث أمورٌ سيئة |
| Ama senin hayatını kurtarmak dışında yapacak başka işlerim de var. | Open Subtitles | لكن لديّ أمورٌ أخرى لأنجزها بصرف النظر عن انقاذ حياتك |
| Şu anda erkekler hakkında dedikodu yapmaktan daha önemli işlerim var. | Open Subtitles | لديّ حاليّاً أمورٌ أهمّ مِن التحدّث عن الفتيان |
| Uzun yıllar boyunca eylemlerimi düşündüm tercihlerimi, yaptığım şeyleri. | Open Subtitles | قضيت سنواتٍ كثيرة لأفكّر في أعمالي, خياراتي, أمورٌ قمت بها |
| Nedamet ettiğim başka şeyleri de duymak ister misin? | Open Subtitles | هل تود أن تسمع أمورٌ أخرى التي أندم عليها؟ |
| bazı şeyler üzerinde çalışıyorum Ama bu tek başıma yapmam gereken birşey. | Open Subtitles | أنا أعمل في بعض الأمور لكن هنالك أمورٌ يجب أن أفعلها لوحدي |
| - Yapacak başka işler var. Kayıp çatışma. - Elbette. | Open Subtitles | -لدينا أمورٌ كثيرة لنقوم بها، بدل القيام بالعمل بشيء ضائع |
| Ama, çoğu için işler iyi sonlanmadı. | Open Subtitles | لكن بالنسبة للكثيرين منهم , أمورٌ لم تنتهي بشكل جيد |
| Orada çok karmakarışık, duygusal-yönleri olan işler var. | Open Subtitles | أعني أن هناك أمورٌ معقدة و عاطفية ومريعة |
| Ama tepe noktasına ulaşıp, gelen bilgiyi işleyemediğinizde işler çok ilginçleşiyor çünkü her şey hız kazanmaya başlıyor, ve normal görüşümüze çok garip şeyler olmaya başlıyor | Open Subtitles | لكن من المستغرب مدى سرعة بلوغ المرحلة التي تفوق قدرتي على معالجة البيانات، فحالما تتسارع الأشياء، أمورٌ غريبة تبدأ في التأثير على أبصارنا. |
| Halletmem gereken önemli işler var. | Open Subtitles | هناك أمورٌ مهمةٌ يجب عليّ القيام بها |
| - Niye? - Kardeşler gizli kapaklı işler için bir araya gelince kötü şeyler olur. | Open Subtitles | - أمورٌ سيئة تحدث عندما يتعاون الأخوان - |
| Çünkü dünyanın işleyişini sana anlatmaktansa daha önemli işlerim var. | Open Subtitles | لأنَ لديّ أمورٌ أفضل للقيامٍ بها بوقتي الخاص أكثر من التوضيحِ لك .كيفية سير العالم |
| Düşünecek çok daha önemli işlerim vardı. | Open Subtitles | كانت هنالك أمورٌ أهمّ تشغل تفكيري |
| Üstelik odaklanmam gereken daha önemli işlerim var. | Open Subtitles | كما أنّه... لديّ أمورٌ أكثرُ أهمّيّةً لأركّزَ عليها |
| Benim yapacak başka işlerim var, senin yok. | Open Subtitles | لديَّ أمورٌ آخرى لأفعلها بعكسك |
| Yapacak önemli işlerim var! | Open Subtitles | لديّ أمورٌ أفضل لِلقِيامِ بِها |
| Yaşadığımız bazı şeyleri unutmak oldukça zordur. | Open Subtitles | هناك أمورٌ فعلناها في الماضي يصعب علينا نسيانها |
| Gerçekten değil. Herkesin utanacak bir şeyleri var. | Open Subtitles | أنا لا أهتم حقاً للجميع أمورٌ محرجة |
| Tüm o arkadaşlarının başına gelen eğlenceli ve heyecanlı şeyleri görüp de... kıskanmamak elde değil. | Open Subtitles | ،لكن إنهُ... إنهُ شاقُ قليلاً برؤيةِ كلّ هذه المتعة , أمورٌ شيّقة |
| bazı şeylerin geçmişte kalması gerekir. Benim için artık geçerli değil. | Open Subtitles | هناك أمورٌ من الماضي تبقى في الماضي ليست حياتي بعد الآن |
| Son günlerde beni rahatsız eden bazı gelişmeler oldu. | Open Subtitles | هنالك أمورٌ حدثت في الأيام القليلة الماضية جعلتني مضطرباً نوعاً ما |