| Ben Kesinlikle onunla çıkamam çünkü bu gerçekten garip olurdu. | Open Subtitles | أنا بالتأكيد لن أخرج معه لأن هذا سيكون غريب جدا |
| Gerçekten birşeyler yapmam gerekiyordu. ve Kesinlikle Paris'ten nefret ediyordum. | Open Subtitles | يجب علي فعل شيئاً ما و أنا بالتأكيد كرهت بــاريس |
| Eğer bir numaralı kapıyı seçersen, seninle Kesinlikle seks yapmayacağım. | Open Subtitles | إذا قمت بالإختيار الأول أنا بالتأكيد سوف لن أنام معك |
| Kesinlikle vücuduna bir çip yerleştirmedim eğer bunu ima ediyorsan. | Open Subtitles | أنا بالتأكيد لم أضع رقاقة فيك إن كان هذا ماتلمحه |
| Senin ahlak anlayışını benimsemediğim kesin. | Open Subtitles | أنا بالتأكيد لن أعتنق قواعدك الأخلاقيّة. |
| Kesinlikle düşünmüyordum, hey, burada yeni bir işim var. | TED | أنا بالتأكيد لم أكن أفكر، مهلاً، حصلت على عمل جديد هنا. |
| Ama şu an hissettiğim yapabilme yeteneğine bakılırsa, Kesinlikle yine yapardım. | TED | لكن باعتبار ما أشعر أنني قادراً على القيام به الان، أنا بالتأكيد سأفعلها مرة أخرى. |
| Harika. Aynı fikirde değil miyiz? Kesinlikle katılıyorum. | TED | رائع. ألسنا جميعا موافقين؟ أنا بالتأكيد موافق. |
| Ama bu yazı ile Kesinlikle yapmak istemediğim tek şey köpekbalıklarını canavar gibi göstermeye devam etmekti. | TED | ولكن شيء واحد أنا بالتأكيد لا اريده من هذه التغطية وهي ان نواصل تصوير اسماك القرش كوحوش بحرية |
| CA: Evet, ben Kesinlikle kimsenin büyükannesinin banka hesabını çaldığını düşünmüyorum. Peki ya temel değerleriniz neler? | TED | كريس : نعم , حسناً , أنا بالتأكيد لا أعتقد أنك تسرق حساب جدة أي شخص . لكن ماذا عن جوهر إيمانك بالمبادئ ؟ |
| Politika hakkında bilgi sahibi olduğunu biliyorum ve seni kandırmak gibi bir niyetim Kesinlikle yok. | Open Subtitles | أنا أعلم أنك داهية سياسياً، و أنا بالتأكيد لست هنا لكي أبيعك فاتورة لأجل الخير. |
| Sen bir şey yapmayacaksan, Kesinlikle ben yapacağım. | Open Subtitles | إذا كنت لن تفعل أي شيء أنا بالتأكيد سأفعل |
| - Evet. Kesinlikle istiyorum. | Open Subtitles | أنا بالتأكيد أريد بل أحياناً لا أتقاضى أتعابي حتى أفوز |
| Onlara balığı ve kızları Kesinlikle anlatamam. | Open Subtitles | أنا بالتأكيد لا أَستطيعُ إخْبارهم حول السمكِ، البنات الصغيرات. |
| ve bir şey daha... Kesinlikle dükkanını elime geçireceğim! | Open Subtitles | وشيء أخر أنا بالتأكيد سأخذ محل الحلويات منك |
| Hayır, Kesinlikle unutmak istemeyeceğim birkaç şey var | Open Subtitles | لا، كان هناك بَعْض المادةِ أنا بالتأكيد لا أُريدَ نسيانها. |
| Elimde değil. Ve Kesinlikle tarif edemem. | Open Subtitles | . أنا فقط لا أستطيع أصلاح هذا . و أنا بالتأكيد لا أستطيع توضيحه |
| Kesinlikle bu dağda senden daha fazla yol biliyorum. | Open Subtitles | أنا بالتأكيد أعرف الطريق في هذه الجبال أكثر منك |
| Bekarsan Kesinlikle numaranı istiyorum. | Open Subtitles | لأنك إذا كنت عازب، أنا بالتأكيد أريد رقماً. |
| Sınavların tamamını geçersem, kesin Kaliforniya'ya gidiyorum. | Open Subtitles | كما تعرف، إذا نجحت في كل الاختبارات، أنا بالتأكيد سأذهب الى ولاية كاليفورنيا. |
| Şu anda bir yere ilerlemediğim kesin. | Open Subtitles | أنا بالتأكيد لا تحصل على أي مكان في الوقت الراهن. |