Bir tek onun umudu vardı. "Seninle sonra konuşuruz." dedim. | Open Subtitles | هو الوحيد الذي لديه أمل و أنا قلت سأكلمك لاحقا |
dedi. Gerçekten de sıcak bir günde tropikte içebileceğin en iyi besinli ve taze içecek, tabii ki içerim dedim. | TED | وهو أكثر مشروب منعش ومغذٍ يمكنك شربه في يوم حار في المناطق الإستوائية، لذا أنا قلت بالتأكيد. |
Doktor Meade, Bayan Charles Hamilton dedim. | Open Subtitles | دكتورميد، أنا قلت السيدة تشارلز هاميلتون |
Ama ben de ona dava açacağımı söyledim o yüzden tekrar son uyarımdayım. | Open Subtitles | لكن أنا قلت أنا سوف أقاضيه لذلك أنا عائد من أجل التحذير الأخير |
Ona önemsiz olduğunu söyledim ama bu onu içten içe yedi. | Open Subtitles | أنا قلت لها لا يهم ، لكنها أصرت على الإبتعاد بها |
söylemiştim bir de planımız var diye. Ve planımız oldukça basit. | TED | حسنا , أنا قلت أيضا أن هنالك خطة . و خطتنا في الحقيقة بسيطة |
"Hepimiz programa katılırsak, kim seyredecek?" demiştim. | Open Subtitles | أنا قلت . لو كلنا حضرنا البرنامج من الذي سيشاهده |
Öteki taraf dedim, daha da bir şey söylemem. | Open Subtitles | يا رفيق، أنا قلت على الجانب الآخر وهذا يكفي |
"İnsan" demedim, Sayın Vali. "Acımasız" dedim. | Open Subtitles | أنا لم أقل بشر يا سيادة المحافظ أنا قلت الوحشيَون |
"Dünyanın bütün okyanuslarında evlenebiliriz" dedim. | Open Subtitles | أنا قلت هكذا يمكننا أن نكون متزوجين فى كل محيطات العالم |
Benim gibiler için formüller geçerli değildir dedim. | Open Subtitles | أنا قلت لهم لا توجد هناك صيغة لأشخاص مثلي. |
dedim ama buraya geleceğini söyledi, düşündüm ki şu durumda onun gelmesi uygun olmaz. | Open Subtitles | أنا قلت هذا, و لكنها قالت أنها ستأتي و أنا اعتقدت ذلك ليس فكرة جيدة. |
Hayır, ben bir avukatım dedim. Kanunlar umrumda değildir. | Open Subtitles | لا, أنا قلت أنني محامية وهذا لا يعني أنني أهتم بالقانون |
Sana, Çocuk İstismarı Koruma Merkezi yaptırmanı mı söyledim? | Open Subtitles | هل أنا قلت أنني سوف أبني مركز لحماية الأطفال من الإستغلال؟ مركز؟ |
Bu sabah sen telefon edince, polisiye öyküler yazdığını ve daha önceki gelişinde tanıştığımızı söyledim ona. | Open Subtitles | ، عندما أتصلت هذا الصباح أنا قلت ببساطة أنك تؤلف قصص عن الجرائم وقابلتك مرة عندما كنت هنا من قبل |
Sana söyledim, kadının kocası İsviçre'de bir klinikte ölümle pençeleşiyor. | Open Subtitles | أنا قلت لك زوج هذه الإمرأةِ يَتعفّنُ بعيداً في بَعْض من عيادات سويسرا |
- ve sen de, satranç ustasısın. - Ona, yalnız gitmesini söylemiştim. | Open Subtitles | وبأنكِ سيدة الشطرنج أنا قلت له بأن يذهب وحده |
Müthiştin. Eğer sabredersen, harika olacağını söylemiştim sana. | Open Subtitles | كنت مثيرة أنا قلت لك إذا ما استمريت في ذلك، سوف تصبحين عظيمة |
Size hayvanat bahçesinde kalalım demiştim ama siz çocuklar... | Open Subtitles | أنا قلت بأنّنا يجب أن نبقى في حديقة الحيوانات |
diyorum ki onları öğlen beraber gördüm. | Open Subtitles | بالتأكيد، أنا قلت, بأنّي رأيته ظهيرة اليوم. |
Dediğim o ki, eğer ben zenci olsaydım, bana zenci demelerini isterdim. | Open Subtitles | أنا قلت ذلك فقط لو كنت أسود أريد أن أخاطب بالأسود فحسب |
- Hoşlanıyorlar demedim, istiyorlar dedim. - Hoşlanıyorlar dedin. | Open Subtitles | أنا لم أقل يعجبني, أنا قلت أريده أن يعجبك |
Tek başınaydı, yalnızdı diyorsun . Ben öyle olmadığını söylüyorum. | Open Subtitles | أنا قلت أنه لم يكن كذلك ما الذي لم تفهمه؟ |