| Buna alışkın değilim. Buna hazır değilim. | Open Subtitles | و أنا لست معتادة على ذلك ولست جاهزة لذلك |
| İnsanların yemeğimi bölmesine pek alışkın değilim. | Open Subtitles | أنا لست معتادة على من يقاطعني خلال تناولي العشاء |
| Buna alışkın değilim. | Open Subtitles | أنا لست معتادة على هذا |
| Kovboy filmlerini sevdiğimi itiraf etmeye alışık değilim. | Open Subtitles | حسناً ، أنا لست معتادة على الاعتراف لكني أحب الافلام الغربية |
| Bunu parmaklarıma soluyan birine yapmaya pek alışık değilim. | Open Subtitles | أنا لست معتادة على عمل هذا مع شخص ما يتنفس على أصابعي |
| Böyle şeylere alışkın değilim. | Open Subtitles | أنا لست معتادة على ذلك |
| Buna alışkın değilim. | Open Subtitles | أنا لست معتادة على هذا. |
| Şifreli metinler için eve aceleyle gelmeye alışkın değilim, Bay Mathis, özellikle de bir Brancusi bronz eserinin satışının tam ortasındayken. | Open Subtitles | أنا لست معتادة على أن أهرع للمنزل... لأجل رسائل نصيّة مبهمة يا سيّد (ماثيس) وخاصّة عندما أكون بخضم عملية بيع لأحد تماثيل (برانكوزي) البرونزيّة |
| Misafire pek alışık değilim. | Open Subtitles | أترين؟ أنا لست معتادة على الزوار |
| Herkesin bana bakmasına pek alışık değilim. | Open Subtitles | أنا لست معتادة على أن ينظر إلي الجميع |
| Buna alışık değilim. | Open Subtitles | -أنا أعلم أنا لست معتادة على ذلك |