| Seninle tartışmak burada değilim. Sana destek olmak için buradayım. | Open Subtitles | أنا لست هنا لاتجادل معك انا هنا لتقديم الدعم لك |
| Arma kazanmak için burada değilim, seni sevdiğim için buradayım. | Open Subtitles | أنا لست هنا من أجل رقعة. أنا هنا لأني أحبك. |
| Fen ve matematiğe karşı çıkmak için burada değilim. | TED | أنا لست هنا ﻷجادل ضد العلوم والرياضيات. |
| Bu kez seni durdurmak için buraya gelmedim, Kaos. | Open Subtitles | 'أنا لست هنا لأوقفك هذه المرة، أيها 'الفوضوي. |
| Cellat gelene kadar seni eğlendirmek için burada değilim. | Open Subtitles | هنرى ، أنا لست هنا للترفية عنك قبل أن يأتى موعد الأعدام |
| - Galiba gidip giyinsem iyi olacak. - Hayır. Ben kesinlikle burada değilim. | Open Subtitles | كانت هذه إشارتي لأرتدي بعض الملابس لا , أنا لست هنا تماماً |
| Gösteriyi beğendiniz mi? Ben aslında böyle günler yaşamam. Aslında, belki de şu anda burada değilim. | Open Subtitles | أتعرفون إن شخصيتي الحقيقية لم تمر بأيام كهذه في واقع الأمر ربما أنا لست هنا الآن |
| Merhaba, ben Todd. burada değilim. Okuldayım ve oranın numarası sizde yoksa bunun mutlaka iyi bir nedeni vardır. | Open Subtitles | أنا تود أنا لست هنا إذا اتصلت فلا بد أن هناك سبب |
| Sana ne yapacağını söylemek için burada değilim. | Open Subtitles | أنظر ، أنا لست هنا أن أقول لك ما يجب القيام به. |
| Durumunuzun ahlaki karmaşıklığı üzerine vaaz vermek için burada değilim. | Open Subtitles | أنا لست هنا لأحاضرك عن تعقيدات موقفك الحالي |
| Belki... Belki ben bu kiliseyi kurtarmak için burada değilim, Nate. | Open Subtitles | ربما وربما أنا لست هنا لإنقاذ الكنيسة يا نيت |
| Şu an burada değilim ama sinyal sesinden sonra mesaj bırakırsanız size dönerim. | Open Subtitles | أنا لست هنا حالياً , لكن إذا تركت رسالة بعد الطنين سأتصل بك لاحقاً |
| Kendi tercihimle burada değilim. | Open Subtitles | دعنا نقول فقط أنا لست هنا من قبل الاختيار. |
| Ben gerçekten de burada değilim burada değilmişim gibi davran. | Open Subtitles | هذا صحيح أنا لست هنا حقاً فقط تظاهري إنني لست هنا حقاً |
| Seni yargılamak için burada değilim. Bu benim işim değil. | Open Subtitles | أنا لست هنا لأصدر الأحكام عليك هذا ليس عملي |
| Korktuğundan buraya gelmedim. Sen korktuğun için geldim. | Open Subtitles | أنا لست هنا لأنه خائف، أنا هنا لأنك أنت خائف. |
| - Ona dokunamazsın, Hobbs. - Buraya birini zorla götürmeye gelmedim. | Open Subtitles | ــ لن تلمس منزلنا ــ أنا لست هنا لتهديد أي أحد |
| - Ben sadece senin başladığını bitirdim. - Ben buraya öldürmeye gelmedim. | Open Subtitles | ــ أنا فقط أنهيت ما بدأته أنت ــ أنا لست هنا لقتل |
| Bu iğrenç kızları uyuşuk rahiplerle evlendirmek için gelmedim buraya. | Open Subtitles | أنا لست هنا لتلويث زواج أولئك الكهنة البليدين من تلك الفتيات السوقيات. |
| Buraya sipariş vermeye gelmedim. Şirketi almaya geldim. | Open Subtitles | أنا لست هنا لتدوين الطلبات أنا هنا لشراء الشركة. |
| Ne diyorsun Ben yokum | Open Subtitles | - قل لها أنا لست هنا , أنا لست هنا . ماذا؟ |
| iyi, eğer düşündüğün buysasenin kıçını yalamak için burda değilim. senin kıçını yalamaya gelmedim. | Open Subtitles | اذن أنا لست هنا لأقبّل مؤخرتك إذا كان هذا ما تفكر فيه |
| Ben burada değilmişim gibi, tamam mı? | Open Subtitles | لكن أنا لست هنا ؟ حسنا . |
| Bir şeye açıklık getireceğim: Buraya ne yemeniz gerektiğini söylemeye gelmedim. | TED | سأتخلص من أمرٍ ما عن كاهلي: أنا لست هنا لأخبر أي شخص ماذا يأكل. |