| Sen görüştüğünden beri ondan, haber alamadım. Ciddiyim. | Open Subtitles | انظر ,أنا لم أسمع عنه منذ أن رأيتك ,بصدق |
| Merhaba Vanessa, benim uzun süredir senden haber alamadım sanırım benimle konuşmak istemiyorsun. | Open Subtitles | هذا أنا لم أسمع أخباراً عنك منذ فترة لذا أفترض أنك لا تريدين سماع أخباري |
| İçime tanrı korkusunu öyle hızlı soktu ki, benim ihtiyarın ayak seslerini duyamadım. | Open Subtitles | انقذوني وأول شيء عرفت انه غرز الخوف من الله بداخلي بسرعة أنا لم أسمع أبدا خطوات والدي العجوز |
| Doğru. Fakat Harry, altı aydır senden haber almadım. | Open Subtitles | هذا حقيقي، لكن هاري أنا لم أسمع عنك خلال ستّة شهور |
| Evet, bunu daha önce hiç duymamıştım! Bunu nezarethaneye götür. Sıradaki! | Open Subtitles | نعم أنا لم أسمع هذا من قبل خذوه للحجز التالي |
| Hiç böyle bir kural duymadım ben. Bayanlar, bayanlar, hadi. Gelin. | Open Subtitles | أنا لم أسمع نهائيا بهذه القاعدة , فتيات فتيات , هيا لنعود |
| Jo-Jo diye birini hiç duymadım. | Open Subtitles | أنا لم أسمع مطلقاً عن أي فندقٍ إسمه جوْجوْ |
| Silah sesi duymadım, yani bıçaklama olmalı. | Open Subtitles | هل هي لديكِ؟ أنا لم أسمع طلق ناري فإذا لابد أنها سكين |
| - Harika. - Biliyorsun, kız kardeşimin doğum günü partisi için olan, Evite konusunda senden henüz haber alamadım. | Open Subtitles | تعلمين , أنا لم أسمع رد حتى الآن على تلك الدعوة الإليكترونية |
| Bugün sizden haber alamadım. Endişelendim. | Open Subtitles | سّيد كين أنا لم أسمع منك اليوم كنت قلقة |
| Senden yaz boyunca haber alamadım ve sen şimdi ansızın arabamın üstünde duran çok çok hoş bir yüzükle ortaya çıkıyorsun? | Open Subtitles | أنا لم أسمع منك طوال الصيف، والآن تظهر فقط وتضع... خاتما جميلا جدا جدا |
| Tam duyamadım. Mantıklı da görünmüyordu. | Open Subtitles | أنا لم أسمع حقا، لم يكن له معنى. |
| En son söylediklerini duyamadım pek. | Open Subtitles | أنا لم أسمع هذه الجملة الأخيرة |
| duyamadım Paslı Çivi. | Open Subtitles | أنا لم أسمع هذا رستى نيل |
| Cevabım her zamanki gibi aynı: ondan haber almadım ve nerede olduğu hakkında fikrim yok. | Open Subtitles | :و جوابي يظل نفسهُ أنا لم أسمع عنها شيء و لا أعرف أين هي |
| Unut gitsin. Üç aydır ondan haber almadım. | Open Subtitles | حسناً ، توقفي أنا لم أسمع من هذا الرجل منذ ثلاثة أشهر |
| haber almadım. L.A.'den kart attı ama sonra ses çıkmadı. | Open Subtitles | أنا لم أسمع عنها ، حصلت على بطاقتين بريد منها في "لوس أنجلوس" لكنهم لم يمثلوا أيّ شيئ |
| - Adını hiç duymamıştım. - Gece Bekçisini mi? | Open Subtitles | . حسناً ، أنا لم أسمع عنه أبداً . الحارس الليلى ؟ |
| Bu kelimelerle tanımlandığını hiç duymamıştım ama evet. | Open Subtitles | حسناً ، أنا لم أسمع بهذا الوصف من قبل بمثل هذه الكلمات التى من قبل تماماً ، أجل |
| Ama boy gereksinimi olduğunu hiç duymamıştım. | Open Subtitles | أنا لم أسمع أبدا عن شخص يترك دوره من أجل ضرورات كهذه |
| Kendi iradesiyle dönüşebilen kurt hiç duymadım ben. | Open Subtitles | أنا لم أسمع عن ذئب يستطيع التحول في التو |
| Hiçbir şey duymadım ben. | Open Subtitles | أنا لم أسمع أى شئ |
| Nazik El diye bir organizasyon hiç duymadım. | Open Subtitles | أنا لم أسمع أبداً بمنظمه تدعى اليد اللطيفه |
| Biraz yavaşlayabiliriz. Ne köpek ne silah sesi duymadım saatlerdir. | Open Subtitles | -أعتقد يجب أن نرتاح , أنا لم أسمع كلاب ولا مسدسات منذ ساعات |