| Ben yaptığım şeyler için pişmanlık duyuyorum. Yapmadığım şeyler için pişmanım. | Open Subtitles | .أنا نادم على الأشياء التي فعلتها والأشياء التي لم أفعلها |
| Ben yaptığım şeyler için pişmanlık duyuyorum. Yapmadığım şeyler için pişmanım. | Open Subtitles | .أنا نادم على الأشياء التي فعلتها والأشياء التي لم أفعلها |
| - Hadi tekrar, en baştan. - Her şey için pişmanım. | Open Subtitles | لنبدأ مجدداً، من البداية - أنا نادم على كل شيء - |
| Şapka seçimimden pişman oldum. Gidip değiştire- | Open Subtitles | أنا نادم على إختياري للقبعة لو أمكن ان نعود وحسب؟ |
| - İşte sana bu yüzden anlatmadım. pişman oldum. | Open Subtitles | لهذا السبب لا أريد إخبارك أنا نادم على ذلك |
| "İşlediğim suçtan dolayı pişmanım. | Open Subtitles | أنا نادم على حياة الجريمة التي عشتها |
| Sadece onunla yeterince vakit geçirememekten dolayı pişmanım. | Open Subtitles | أنا نادم على أنني لم أقضي معه وقت كافي |
| Dün söylediğim bazı şeyler için pişmanım. | Open Subtitles | أنا نادم على بعض ما قلته في الأمس |
| Bu olağanüstü yetkileri sana verdiğim için pişmanım. | Open Subtitles | أنا نادم على إعطائك تلك الصلاحيات |
| Sivil özgürlüklerini ihlal ettiğim için pişmanım. | Open Subtitles | أنا نادم على انتهاك حرياتهم الشخصية |
| Bundan şüphe duyduğum için pişmanım. | Open Subtitles | أنا نادم على وضع الشك بك من قبل |
| Çoğu için pişmanım ama onun için değilim. | Open Subtitles | أنا نادم على أغلبهم ،ليس ذلك فقط |
| Onu korkuttuğum için pişmanım. | Open Subtitles | أنا نادم على إخافته |
| Yaptığım her şey için pişmanım, tamam mı? | Open Subtitles | أنا نادم على كل شيء، حسنًا؟ |
| Diyor ki: "Çocuğu kendim getiremediğim için pişman oldum ama Galapagos'a doğru giden bir arkadaşa rastladım. | Open Subtitles | ويقول " أنا نادم على عدم تسليم هذا لكم بنفسي لكني ذهبت مسرعا إلى صديق على وشك الرحيل من جالباجوس |
| Şartlarınızı kabul ettiğim için pişman oldum bile. | Open Subtitles | أنا نادم على الموافقة على الشروط |