| Nereye gidersen git herkesin ve her yerin içindeki güzelliği görüyorsun. | Open Subtitles | أنتِ ترين الجمال في كل شيء وفي كل شخص أينما تذهبين | 
| "Hai Lai," sen sadece buzdağının küçük bir kısmını görüyorsun. | Open Subtitles | هايلي ، أنتِ ترين فقط حافة صغيرة من الجبل الجليدي | 
| - görüyorsun...hepsi gitmişler. | Open Subtitles | أنتِ ترين .. عزيزتي ؟ لقد ذهبوا جميعاً الآن. | 
| Sen insanların geçmişini görüyorsun. Bunu anlayamaz. | Open Subtitles | أنتِ ترين أناساً إعتادوا هم أن يرونهم هو لا يفهم ذلك | 
| Durmadan video oyunu oynadığını karikatürlere olan tutkusunu görüyorsun. | Open Subtitles | . . أنتِ ترين كيف أنه يلعب بألعابه دوماً هوسه بالكتب الهزلية | 
| İnsanların isteklerini tutkularını, umutlarını görüyorsun. | Open Subtitles | أنتِ ترين ما يريده الناس .. رغباتهم وآمالهم | 
| Sen çıkarcı görüyorsun. Bence romantik. | Open Subtitles | أنتِ ترين التلاعب بينما أنا أرى الرومانسية | 
| Görmek istediğini görüyorsun. Buranın gerçek halini değil. | Open Subtitles | أنتِ ترين ما ترغبين برؤيته وليس حقيقة هذا المكان | 
| Sen de öyle. İçlerindeki iyiliği görüyorsun. | Open Subtitles | وأنتِ كذلك أنتِ ترين الخير الكامن بالناس | 
| FTK 10b-6 kanununun ağzıma sıçışını görüyorsun. - Ve? | Open Subtitles | أنتِ ترين أنه تم ركلي من قبل التجارة الاتحادية بقانون بيع الأسهم | 
| Hyperosmia'yı bir lanet olarak görüyorsun, ama bu bir hediye. | Open Subtitles | أتعرفين، أنتِ ترين فرط حس الشم كلعنة، بينما هي هبة رائعة في الواقع. | 
| Burada yatan çok zayıf bir adam görüyorsun. | Open Subtitles | أنتِ ترين رجلاً مستلقياً وعلىمايبدورجلاًضعيفاً.. | 
| Sen şarabından bir yudum alan birini görüyorsun. | Open Subtitles | أنتِ ترين بأن هناك شخص قد أخذ منك بعض الشيء | 
| Dinle bak, bir sürü çift görüyorsun. Hepsinin ciddi sorunları var. | Open Subtitles | أنصتِ، أنتِ ترين كثيرًا من الأزواج يعانون من مشاكل سيئة | 
| Sen birşey görüyorsun, ben başka birşey. | Open Subtitles | أنتِ ترين شيئا وأنا أرى شيئا آخر | 
| Çöp bidonlarını, çöplükleri görüyorsun kırılan eski tuğlaları ve McTeer'i görüyorsun. | Open Subtitles | أنتِ ترين مكب النفايات والقمامة -والقرميد المتداعي، وترين (مكتير ) -أجل | 
| Birçok hayatı mahvetmiş bu canavarı görüyorsun. | Open Subtitles | أنتِ ترين هناك هذا... هذا المتوحش والذي دمّر العديد من الحيوات | 
| Mısırlı haltlarını görüyorsun. | Open Subtitles | هذا حقيقة، أنتِ ترين أشياء مصرية | 
| O kanatlı tehlikenin eskiden gördüklerini görüyorsun. | Open Subtitles | أنتِ ترين أشياء يعتاد رؤيتها الملائكة | 
| - Hayır, görmek istediğin kişiyi görüyorsun. | Open Subtitles | لا أنتِ ترين ماتريدينه ان تكون هي عليه |