| Sen patlamak üzeresin ve ben 148 el yapımı cinayet aleti inceliyorum. | Open Subtitles | أنتِ على وشك الولادة، وأنا أنظر إلى 148 سلاح قتل منزليّ الصنع. |
| Hayatının arkadaşlığının dumanlar içinde yükseleceğini seyretmek üzeresin. | Open Subtitles | أنتِ على وشك مشاهدة صديقة عمركِ وهي تتحول إلى رماد |
| Terk edilmekten çok daha beter şeyler olduğunu keşfetmek üzeresin. | Open Subtitles | أنتِ على وشك الاستكشاف أن هناك أمور اسوأ بكثير أكثر من تركهن |
| Öyle bakma tatlım ama yenilmek üzeresin. | Open Subtitles | لا تنظري، أنتِ على وشك أن تهزمي شر هزيمة |
| Sınırı geçmek üzeresin. | Open Subtitles | أنتِ على وشك أن تعبري الحدود لا تحاول منعي |
| Senin için söylemesi kolay. Bebek sahibi olmak üzeresin. | Open Subtitles | حسناً, هو سهل بالنسبة لكِ ان تقولي هذا أنتِ على وشك ولادة طفل |
| Onu da bırakıp, kalbini kırdıklarının arasına mı katmak üzeresin? | Open Subtitles | هل أنتِ على وشك أن تتراجعي عنه و تزيدي عدد الجرحى لديك؟ |
| - Öğrenmek üzeresin. - Oyun başa baş, son basketi atan kazanır. | Open Subtitles | أنتِ على وشك معرفةُ ذلك مباراة متعادلة، أخر من يدخل كرة في سله يفوز |
| İnanılmaz derecede kıt ve hassas bir konuda açıklama yapmak üzeresin. | Open Subtitles | أنتِ على وشك الذهاب بشكل موسع مع معلومات هزيلةو هشة. |
| Hayatının geri kalanını bir Federal Hapishanede Geçirmek üzeresin. | Open Subtitles | أنتِ على وشك قضاء بقية عمرك في سجن فدرالي |
| Bak, cinayetle suçlanmak üzeresin. Bundan daha fazlasını vermeni şiddetle tavsiye ederim. | Open Subtitles | إسمعي، أنتِ على وشك أن تُتهمي بالقتل، أنصحكِ جدّاً بأن تمنحينا أكثر من ذلك. |
| Seçkin bir gruba girmek üzeresin. | Open Subtitles | أنتِ على وشك أن تدخلي إلى الفئة المختارة |
| Sen kendinden eminsen ben de eminim. Paramı batırırsan sana neler yaparım biliyorsun sonuçta. Kendi kendine yeterlilik konusunda mühim bir ders almak üzeresin küçük hanım. | Open Subtitles | إن كنت واثقًا، أنا واثق. لأنك تعلم ماذا سأفعل بك لو أضعت أموالي. حسنا، أنتِ على وشك تلقي درس مهم |
| Onunla zina yapmak üzeresin! | Open Subtitles | ! الذي أنتِ على وشك القيام بالخيانة الزوجية معه |
| O günün sonlarında CBI'dan çıkmak üzeresin. | Open Subtitles | لاحقاً من هذا اليوم... أنتِ على وشك مغادرة المكتب |
| Ünlü olmak üzeresin. | Open Subtitles | أنتِ على وشك أن تُصبحي مشهورة. |
| Sorun yok. Bölüm'ün kendi adamlarıyla nasıl ilgilendiğini öğrenmek üzeresin. | Open Subtitles | لا بأس، أنتِ على وشك التعلم كيف يعتني أعضاء "الشعبة" ببعضهم |
| Tamam Kiera çete hakkında bilgi sahibi olmak mı istiyorsun? Şimdi almak üzeresin. | Open Subtitles | حسناً "كيرا" أردتي معلومات عن العصابة أنتِ على وشك الحصول عليها |
| Süper bir şey izlemek üzeresin. | Open Subtitles | حسناً ، أنتِ على وشك مشاهدة شيء رائع |
| Uykuya dalmak üzeresin. | Open Subtitles | أنتِ على وشك النوم لفترة وجيزة |