| Anlamıyorsun. Horace olursam, evimiz olmaz. | Open Subtitles | أنتِ لا تفهمين لو كنتُ هوراس ، فلن يكون هناك بيت |
| Sen hiçbir şey Anlamıyorsun. Bizim mahallede yaşamıyorsun. | Open Subtitles | أنتِ لا تفهمين شيئاً أقصد أنك لم تأتي من حيث نعيش |
| Anlamıyorsun, kontrolden çıkmıştı. | Open Subtitles | أنتِ لا تفهمين الأمر لقد فقد السيطرة على نفسه |
| Anne, Anlamıyorsun ve inan bana anlamak da istemezsin. | Open Subtitles | أمي ، أنتِ لا تفهمين وصدقيني ، أنتِ لا تريدين ذلك |
| Anlamıyorsunuz! Benim burada olmam bile beni suçlu yapar. | Open Subtitles | أنتِ لا تفهمين شيئاً مجرد وجودي هنا يؤذيني أنا |
| Sanatçı ruhunu Anlamıyorsun. | Open Subtitles | أتعلمين, أنتِ لا تفهمين الروح الفنّية فحسب |
| - Anlamıyorsun. Özel yapım. | Open Subtitles | أنتِ لا تفهمين إنه مصنوع خصيصًا لا تقلقي إنه جيد |
| Anlamıyorsun. Seni iyi veya kötü yollarla durdurmamı söylediler. | Open Subtitles | أنتِ لا تفهمين أرلسلوني لإيقافك بالطريقة الحسنة أو السيئة |
| Anlamıyorsun senden basit bir işçinin hayatını feda etmeni istemiyoruz. | Open Subtitles | أنتِ لا تفهمين ما الذي علينا أن نضحي به بالطبع ليس بعض |
| Anlamıyorsun. O kasayı bugün açmalıyız. | Open Subtitles | أنتِ لا تفهمين يجب علينا إختراق تلك الخزنة اليوم |
| Anlamıyorsun, Nick'i çok, çok, çok seviyorum. Çok yakışıklı... Öleceğim galiba... | Open Subtitles | أنتِ لا تفهمين الأمر ، أحب نيك للغاية أنه مثير للغاية ، سأموت |
| Holly, Anlamıyorsun. Biz erkeğiz dinleyici değil. | Open Subtitles | هولي , أنتِ لا تفهمين نحن رفاق , نحن لا نستمع |
| - Anlamıyorsun, Martini'i bir daire geri getirmez. | Open Subtitles | أنتِ لا تفهمين الشقة الخاصة لن تأتي بمارتين |
| Onlar için büyük bir sorun olduğunu Anlamıyorsun. | Open Subtitles | أنتِ لا تفهمين أنكِ تمثلين مشكلة كبيرة بالنسبة لهم |
| Hayır tatlım, Anlamıyorsun. Tekrar eve dönünce senden ayrı bir hayat yarattığımı fark ettim. | Open Subtitles | كلا، يا حبيبتي، أنتِ لا تفهمين العودة إلى هذا المنزل ، أدركتُ |
| Ama sen sen neden Anlamıyorsun? | Open Subtitles | أنتِ لا تفهمين لماذا لا تفهمين ؟ |
| Bu testleri Anlamıyorsun. | Open Subtitles | أنتِ لا تفهمين هذه الإختبارات. |
| Hayır bekle. Anlamıyorsun. | Open Subtitles | لا, انتظرى أنتِ لا تفهمين الأمر |
| Anlamıyorsunuz. Yalnızca sizin için tek bir pasaport ve o uçakta da tek kişilik bir yer var. Başka kimseyi alamayız. | Open Subtitles | أنتِ لا تفهمين هناك جواز سفر واحد لكِ فقط |
| Anlamıyorsunuz. Phoebe ile özel bir ilişkimiz vardı. | Open Subtitles | أنتِ لا تفهمين, أنا وفيبي كانت بيننا عاقة مميزة |
| Hanımefendi, Anlamıyorsunuz. Ben adamımı arıyorum. Ben de öyle. | Open Subtitles | سيدتى, أنتِ لا تفهمين, أنا أبحث عن رجلى |
| Tatlım, Sen anlamazsın. | Open Subtitles | أنتِ لا تفهمين يا حبيبتي |