Vay canına, Maggie, inanılmaz görünüyorsun. Yani, tuvalette üstünü değişen biri için. | Open Subtitles | ماغي , أنت تبدين جميلة أعني لشخص يغير ملابسه في مكان عام |
Yani her zaman hoş görünüyorsun ama şu anda pek iyi görünmüyorsun. | Open Subtitles | أعني أنت تبدين بحالة جيدة دائماً، لكنك لا تبدين بحال جيدة جداً |
İyi misin? Biraz havai...görünüyorsun. | Open Subtitles | هل أنت بخير يا عزيزتى، أنت تبدين شاردة الذهن قليلاً |
Oh, bu ışıkta muhteşem görünüyorsun. | Open Subtitles | أوه ، أنت تبدين فائقة الجمال بتلك الأضواء |
Dominique, bu gece çok güzel gözüküyorsun. | Open Subtitles | دومينيك، أنت تبدين فى غاية الجمال الليلة |
Dediğin şey harici her şeye benziyorsun. | Open Subtitles | أنت تبدين كأي شئ عدا الغباء هيا، لنحضر شراباً |
Çok güzel görünüyorsun. Elbiseni beğendim. | Open Subtitles | أنت تبدين فى غاية الجمال أنا أحب هذا الفستان |
Hata yapmak üzere olan bir kız gibi görünüyorsun. | Open Subtitles | أنت تبدين كفتاة على وشك أن ترتكب خطأً كبيراً |
Ve o zamanlar bana hep "Harika görünüyorsun." derdin. Hepsi yalan mı? | Open Subtitles | وفي كل المرات التي قلت بها أنت تبدين رائعة كانت كذباً |
Linda, annelik sana gerçekten yakıştı, harika görünüyorsun. | Open Subtitles | إذاً ليندا الأمومة جعلتك رائعة أنت تبدين رائعة |
Bana oldukça genç görünüyorsun. Aslında, sana bir şey söyleyeyim. | Open Subtitles | أنت تبدين جميلة وصغيرة بالنسبة لي , في الحقيقة , دعيني أخبرك بشيء , يا صغيرتي |
Külotlu çorabını giy, onlarla harika görünüyorsun. | Open Subtitles | ارتدي ملابسك الداخلية أنت تبدين رائعة فيهم. |
Tanrım, Anne. Harika görünüyorsun. | Open Subtitles | يا إلهي يا أمي انظري إليك أنت تبدين رائعة |
İneklerden. Normal görünüyorsun, normal davranıyorsun ama aslında onlardan birisin. | Open Subtitles | المنحرفين, أنت تبدين طبيعية و تتصرفين بشكل طبيعي و لكنك في الحقيقة واحدة منهم |
Son birşey daha. Evet? Akşam oldu ve sen gözlüksüz çok güzel görünüyorsun. | Open Subtitles | شيء أخير , إن الوقت مساء و أنت تبدين جميلة بدون النظارات |
Marge, seni her gördüğümde gözüme biraz daha genç ve güzel görünüyorsun. | Open Subtitles | مارجي؛ تعلمين؛ ما هو؟ أنت تبدين أصغر سنا وأكثر جمالا في كل مرة أراك فيها |
Bu kardeşler arasında "Güzel görünüyorsun"un karşılığı mı? | Open Subtitles | هل هذا كلام بغيض من أخي يعني أنت تبدين جميلة ؟ |
Çok iyi görünüyorsun, Eileen. | Open Subtitles | كما في المعركة ــ أجل أنت تبدين فظيعة بشكل حسن ً إلـــين ً |
Evet ben de, yine de çok iyi bir insan gibi gözüküyorsun. | Open Subtitles | . أجل ، أنا أيضاً . حسناً ، مع ذلك أنت تبدين كشخص جيد حقاً |
Hoş bir kıza benziyorsun, Helen. Ravi ve Nilma'nın arkadaşısın. | Open Subtitles | أنت تبدين فتاه طيبه يا هيلين بجانب أنك صديقه لرافي و نيلما |
Harika görünüyorsunuz Bayan Ernst. | Open Subtitles | أنت تبدين رائعة يا ملكة جمال ارنست |