| Siz Sadece müdür değil bizi ayakta tutan kişisiniz elbette ki gitmelisiniz. | Open Subtitles | أنت لست فقط المديرة، بل أيضا المراسلة المحبوبة لذا يجب عليك الحضور. |
| Sadece kirayı geciktirmekle kalmadınız, ayrıca evime de zarar veriyorsunuz. | Open Subtitles | أنت لست فقط متأخره عن دفع الإيجار, بل تدمرين العقار |
| Sadece işbirliği etmemekle kalmıyorsunuz, beyefendi. Aynı zamanda saldırgansınız. | Open Subtitles | أنت لست فقط غير متعاون يا سيدي بل أنت مسئ أيضاً |
| Sadece başımda ve sikimde değil, kıçımda da ağrısın. | Open Subtitles | أنت لست فقط تسببت فى الم ظهرى والم عنقى انت وجعتى مؤخرتى |
| Siz Sadece bayan'ın kocası değil, aynı zamanda parti başkanısınız. | Open Subtitles | أنت لست فقط زوج السيدة، لكن رئيس الحزب، أيضا. |
| Sen Sadece bir hava durumu sunucusu değilsin, sen hava durumusun. | Open Subtitles | أنت لست فقط خبير أرصاد جوية، أنت خبير الأرصاد الجوية. |
| Ah, yani Sadece ne söylemem gerektiğini söylemiyorsun, nasıl olmam gerektiğini de mi söylüyorsun? | Open Subtitles | , أنت لست فقط تخبرني ما عليّ قوله أن تطلب مني أن اكون ما تريده؟ |
| Sen Sadece patronum değil aynı zamanda hayatımda olmak istediğim her şeyin bir örneğiydin. | Open Subtitles | أنت لست فقط رئيستي لقد كنتي قدوتي في كل شيء أردته في وظيفتي |
| Yasal sorunlarınız olunca Sadece bir avukata ihtiyaç duymazsınız bir arkadaşa da ihtiyaç duyarsınız. | Open Subtitles | عندما يكون لديك مشكله قانونيه أنت لست فقط بحاجه لمحامي أنت بحاجه لصديق |
| Sadece sanat programını tehdit etmekle kalmayıp, ekmek paramı da tehdit ediyorsun. | Open Subtitles | أنت لست فقط تشكلين تهديدا لبرنامج فني أنت تشكلين تهديد على كسب رزقي |
| Louise, Dr. Silverman, eğer ilaç almazsan, Sadece kendini tehlikeye atmaz, çevrendekilere de zararlı olursun dedi. | Open Subtitles | لويز، يقول الدكتور سيلفرمان إذا لم تأخذى علاجك أنت لست فقط تعريض نفسك، أنت تهددى جميع من حولك |
| Demek artık Sadece maskeli bir kanunsuz ve fotoğrafçı değil, aynı zamanda bir çocuk psikiyatristi oldun. | Open Subtitles | اذا، أنت لست فقط المقتص المقنع ومصور، أنت أيضا الطبيب نفساني للطفل الآن |
| Sen, Sadece benim sevgim değilsin, sen benim saplantımsın da. | Open Subtitles | أنت لست فقط حبي لكن أنت هوسي أيضا |
| - Kasksız mı? Sen Sadece ayyaş değil, çılgınsın. | Open Subtitles | أنت لست فقط سكران أنت مجنون أيضاً |
| Sen Sadece taşıyıcı değilsin, Kuvöz görevi görüyorsun. | Open Subtitles | أنت لست فقط ناقل أنت أيضاً حاضنه |
| Ama anladığıma göre, sen Sadece onun akademik danışmanı değil aynı zamanda ruhsal danışmanısın. | Open Subtitles | ،ولكن كما فهمت ...أنت لست فقط مستشاره الأكاديمي ...ولكن أنت... مستشاره الروحي أيضاً... |
| Sadece başın belada değil. Tümüyle mahvolmuşsun. | Open Subtitles | إذن أنت لست فقط في ورطة أنت منتهي |
| Sadece burada genel müdür değilsiniz. | Open Subtitles | أنت لست فقط مجرد المدير العام هنا |
| Sen Sadece Amelia Thermopolis değilsin. | Open Subtitles | أنت لست فقط أميليا ثرموبوليس |
| Sen Sadece Amelia Thermopolis değilsin. | Open Subtitles | أنت لست فقط أميليا ثرموبوليس |