| Evlenmeye hazır değilsin ve bunu yapmana izin veremem. | Open Subtitles | أنت لست مستعداً للزواج، وأنا لن أسمح لك بذلك. |
| Onları kaybetmedin, sadece hazır değilsin. | Open Subtitles | لا، لم تخسرهم أنت لست مستعداً فحسب |
| - Henüz hazır değilsin, evlât. - Hazırım, üstat. | Open Subtitles | أنت لست مستعداً حتى الآن بُنيّ - أَنا مستعد سيدي - |
| Böyle acımasız bir değişime belki de hazır değilsinizdir. | Open Subtitles | ربّما أنت لست مستعداً لمثل هذا التغيير الكبير. |
| Belki de yöneticiliğe düşündüğünüz kadar hazır değilsinizdir, Dr. Fargo. | Open Subtitles | ربما أنت لست مستعداً أن تقودكماظننتد." فارجو" |
| Mesela hayatınıza biri girdiğinde bir parçanız, "henüz hazır değilsin" derken diğer parçanız "onu sonsuza dek senin yap" der. | Open Subtitles | مثل : عندما يدخل أحد في حياتك نصف منك يقول "أنت لست مستعداً" |
| -Sokaklara dönmeye hazır değilsin. | Open Subtitles | أنت لست مستعداً للعودة إلى تلك الشوارع |
| Bu ekiple takılmak için hazır değilsin. | Open Subtitles | أنت لست مستعداً لمرافقة هذا الفريق |
| Hey! Daha yürümeye hazır değilsin. | Open Subtitles | مهلا , أنت لست مستعداً للمشئ إلى إلان |
| Ama sen hazır değilsin, değil mi? | Open Subtitles | أنت لست مستعداً , صحيح؟ |
| Henüz hazır değilsin. | Open Subtitles | أنت لست مستعداً |
| Yine mi hazır değilsin? | Open Subtitles | أنت لست مستعداً مجدداً ؟ |
| - Hiçbir şey. hazır değilsin. | Open Subtitles | أنت لست مستعداً لهذا |
| Tatlım, araba kullanmaya hazır değilsin. | Open Subtitles | أنت لست مستعداً للقيادة |
| Sen... hazır değilsin. | Open Subtitles | ..أنت أنت لست مستعداً |
| Buna hazır değilsin. | Open Subtitles | أنت لست مستعداً. |
| hazır değilsin. | Open Subtitles | أنت لست مستعداً. |
عربي 
إنجليزي 
فرنسي 
إسباني 
ألماني 
برتغالي 
تركي 