| Böyle basit ve zevkli bir göreve seçildiğin için çok şanslısın. | Open Subtitles | أنت محظوظه لأنه وقع عليكِ الإختيار لأداء تلك المهمه البسيطه والساره |
| Patron Tring seni göreceği için şanslısın. | Open Subtitles | أنت محظوظه جداً ألسيد ترينج سيقابلك في هذا الوقت ألضيق. |
| Çok şanslısın, bir çok seninle yer değiştirmek isterdi. | Open Subtitles | أنت محظوظه جداً الكثير من مرضاي يتمنون تبديل أماكنهم معك |
| Yirmili yaşlarında çocuk sahibi olduğun için çok şanslısın. | Open Subtitles | أنت محظوظه لانجابك اطفالك عندما كنتي بالـ20 من عمرك |
| Bu şehirde yaşadığın için şanslısın. | Open Subtitles | أتعلمين, أنت محظوظه للعيش في هذه المدينة |
| Böyle şeyleri görebildiğin için şanslısın. | Open Subtitles | أنت محظوظه لأنك تستطيعين مشاهدة أعمال من هذا القبيل |
| Hayatta olduğun için şanslısın. | Open Subtitles | أنت محظوظه للبقاء على قيد الحياة على الإطلاق |
| şanslısın, sana acı çektirmeyeceğim. | Open Subtitles | أنت محظوظه ، لأني لن أجعلكِ تعاني |
| Çok şanslısın çünkü onlar küçük birer bok. | Open Subtitles | حسنا، أنت محظوظه لأنهم حمقى مزعجون |
| Ama fazladan kask getirdim, şanslısın. | Open Subtitles | ولكني ، أحضر خوذة أضافية أنت محظوظه |
| Sıyırdığı için şanslısın. | Open Subtitles | أنت محظوظه أنها خدشتك فحسب |
| - Çok şanslısın. - Sanırım. | Open Subtitles | أنت محظوظه جدا - على ما اعتقد - |
| Çok şanslısın! | Open Subtitles | أنت محظوظه جداً! |
| Çok şanslısın. | Open Subtitles | كم أنت محظوظه |