| Daha çok ben, Sen ve oğlun, Tyler diye düşünmüştüm. | Open Subtitles | كنت أفكر كثيرا مثل , انا , أنت وابنك , تايلر. |
| Sen ve oğlun çok iğrenç bir işe bulaştınız. Bunun için özür dilerim. | Open Subtitles | أنت وابنك متورطان في صراع كبير آسف لذلك |
| Bizi bu lanet pisliğe Sen ve oğlun bulaştırdı! | Open Subtitles | لقد ورطتينا أنت وابنك في هذه الفوضى الدموية! |
| Eğer seni ve oğlunu geri götüremezsem, adamlarım asla bu adadan ayrılamayacak. | Open Subtitles | إذا فشلت فى إعادتك أنت وابنك رجالى لن يمكنهم مغادرة هذه الأرض |
| seni ve oğlunu geri götüremezsem, adamlarım bu adadan çıkamaz. | Open Subtitles | إذا فشلت فى إعادتك أنت وابنك رجالى لن يمكنهم مغادرة هذه الأرض |
| 21 asker, 40'ın üzerinde Kızılderili ölmüş ve sadece oğlunla sen kurtulmayı başarmışsınız. | Open Subtitles | واحد وعشرين جندي وآخرون ماتوا بينما أنت وابنك الوحيدين اللذان عاشا. |
| Sen ve oğlun, biz, gayet iyiyiz. | Open Subtitles | أنت وابنك... نحن، بأحسن حال... |
| - Sen ve oğlun tehlikedesiniz. | Open Subtitles | أنت وابنك في خطر |
| Önemli olan Sen ve oğlun. | Open Subtitles | ما يهمني أكثر هو أنت وابنك. |
| Tanrı seni ve oğlunu korusun. | Open Subtitles | ليحفظك الرب أنت وابنك |
| Burada 17 yıl önce oğlunla bir yangında öldüğün yazıyor. | Open Subtitles | يقولون هنا أنك قد توفيتي في حريق منذ 17 سنة، أنت وابنك |
| Simpson, oğlunla birlikte halka oyununun başına geçiyorsun. | Open Subtitles | (سمبسون)، أنت وابنك ستتوليان لعبة رمي الحلقات |