| Biraz sonra oraya çıkmak zorundasın ve Courtney Love gibi görünüyorsun. | Open Subtitles | أنت يَجِبُ أَنْ تَخْرجَ هناك قريباً، وأنت تَبْدو مثل حبَّ كورتناي. |
| Churchill'de gerçekten neler olduğunu bana anlatmak zorundasın. | Open Subtitles | أنت يَجِبُ أَنْ تُخبرُني ما الذي حَدثَ حقاً على تَشِرشِل. |
| Ve Siz de bilirsiniz ki, bazıları vücut geliştirme çalışmalarına tepki gösterir, herkes değil. | Open Subtitles | زائداً، أنت يَجِبُ أَنْ تَعْرفَ، فقط بَعْض الرجالِ يَرْدُّ إلى تمرينِ كمالِ الأجسام، بينما آخرون فقط لا. |
| Siz bay James Bond olmalısınız, değil mi? | Open Subtitles | أنت يَجِبُ أَنْ تَكُونَ السّيدَ جيمس بوند، صح؟ |
| Düzelmeden önce, dibe vurman gerekir. | Open Subtitles | أمامك يَتحسّنُ، أنت يَجِبُ أَنْ تَصلَ إلى أدنى مستوى. |
| Aramayı gerçekleştireceğiz, ...ama bizi yönlendirmelisin, o yüzden güçlü olmalısın, tamam mı ? | Open Subtitles | نحن سَنُنفّذُ البحثَ، لَكنَّنا سَنَحتاجُك لتَوجيهنا لذا أنت يَجِبُ أَنْ تَكُونَ قويَ، حسناً؟ |
| Beni 30 saniye için sevmeli ve onore etmelisin. | Open Subtitles | أنت يَجِبُ أَنْ تَحبّنىَ وتخلص لى ل30 ثانيةِ. |
| Çıkmana yardım etmemizi istiyorsan bundan daha iyisini yapmalısın. | Open Subtitles | أنت يَجِبُ أَنْ تَفْعلَ أحسن مِنْ ذلك إذا تُريدُنا أَنْ نُساعدَك. |
| Bu yüzden Bayan Warner'dan af dilemek zorundasın. | Open Subtitles | لذلك، أنت يَجِبُ أَنْ تَضعَ الأمور في نصابها مَع الآنسةِ وارنر. |
| Bu konuda haklı olduğumu itiraf etmek zorundasın. | Open Subtitles | أنت يَجِبُ أَنْ تَعترفَ أنا كُنْتُ صحيحَ على هذا. |
| Bana yardım etmek zorundasın Niles. | Open Subtitles | النيل، أنت يَجِبُ أَنْ تُساعدُني. النيل؟ |
| Bir çetenin parçası olmak zorundasın. | Open Subtitles | أنت يَجِبُ أَنْ تَكُونَ جزءَ من العصابة للتَمَتُّع بالفرصة. |
| sadece bir aile olduğunu anlamak zorundasın. | Open Subtitles | أنت يَجِبُ أَنْ تَفْهمَ بأنّك تَتعاملُ مَع عائلة وحيدة هنا |
| Ve Siz de bilirsiniz ki, bazıları vücut geliştirme çalışmalarına tepki gösterir, herkes değil. | Open Subtitles | زائداً، أنت يَجِبُ أَنْ تَعْرفَ، فقط بَعْض الرجالِ يَرْدُّ إلى تمرينِ كمالِ الأجسام، بينما آخرون فقط لا. |
| - Siz Dr Mary olmalısınız. | Open Subtitles | إس أي إن تي أي: أوه، أنت يَجِبُ أَنْ تَكُونَ الدّكتورةَ ماري. |
| Siz Crane'lerin babası olmalısınız. | Open Subtitles | آه، أنت يَجِبُ أَنْ تَكُونَ أَبَّ الرافعةَ. |
| -Çünkü ben konuşmanın merkezinde olmaktan hoşlanırım ve bunun için bazen konuşmayı süslemek gerekir. | Open Subtitles | أَحْبُّ أنْ أكُونَ المركزَ محادثةِ. أحياناً أنت يَجِبُ أَنْ تُزيّنَ لبَقاء مُمَركَزِ. شيء أكثر واحد. |
| Biri 100 kişilik bir gruba gebe kaldığını söyledikten ne kadar süre sonra oradan ayrılmak gerekir? | Open Subtitles | الذي الطولُ الصحيحُ للوقتِ أنت يَجِبُ أَنْ تَبْقى بَعْدَ أَنْ يُعلنُ شخص ما إلى 100 غريبِ بأنّك أصبحتَ مَضْرُوباً فوق؟ |
| Haydi ama, onca seneden sonra bunu biliyor olmalısın, I.Q.'larımız arasındaki fark benim için bir şey ifade etmiyor. | Open Subtitles | تعال. أنت يَجِبُ أَنْ تَعْرفَ مع ذلك هذه السَنَواتِ التي الإختلافاتِ في معامل الذّكاءِ لا تَعْنِ أيّ شئَ لي. |
| Bu yerli anlayışınla sen üniformalı olmalısın. | Open Subtitles | بمعرفتك بالهنود، أنت يَجِبُ ان تكون بالزيّ الرسمي. |
| Yasalara göre, beni öldüremezsin, beni hükümete teslim etmelisin. | Open Subtitles | بالقانونِ، أنت يَجِبُ أَنْ تُسلّمَهم إلى حكومتِنا. |
| Kit ve ben oyladık, sen kaybettin, yani yapmalısın demek. | Open Subtitles | هي لا تعرف , وانا فقدته لذا أنت يَجِبُ أَنْ تَذْهبي |