| "bu iki işi alnının akıyla asla yapamayacaksın" diye de uyarmıştım. | Open Subtitles | وقد أنذرتك مسبقا، بأنه ليس بمقدورك أداء هذا العمل بإتقان |
| Sizi dikkatli olun diye uyarmıştım, sevgili bayan. | Open Subtitles | لقد أنذرتك بأنه يجب عليكِ أن تكوني على حذر يا سيدتي العزيزة |
| Anlaşmaya uymazsan olacaklar konusunda seni uyarmıştım. | Open Subtitles | لقد أنذرتك عن ماذا .... سيحدث إذا انسحبت من الصفقة |
| Gidebilirsin, seni uyardım. | Open Subtitles | إذهب, لقد أنذرتك. |
| -Seni uyardım. | Open Subtitles | لقد أنذرتك. |
| Wil'e karşı olan hislerinin seni engelleyeceği konusunda uyarmıştım. | Open Subtitles | أنذرتك بأن عواطفك تجاه (ويل) ستعوقك. |
| Burama kadar geldi, uyarmıştım da seni. | Open Subtitles | ولقد أنذرتك |
| Seni uyarmıştım. | Open Subtitles | لقد أنذرتك |