| Ama unutma, bu yola senin Swagger kadar iyi olduğunu kanıtlaman için çıkmadık. | Open Subtitles | تذكر فقط نحنُ لم نبدأ ذلك كطريقة لك لاثبات أنك جيد مثل سواغير |
| En az o zengin çocukları kadar iyi olduğunu göstermeye mi çalışıyorsun? | Open Subtitles | وتثبت أنك جيد مثل هؤلاء الرجال الأغنياء؟ |
| Tanrı aşkına, senin insanları takip etmekte bundan daha iyi olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | بربك, أعرف أنك جيد في تعقب الناس أفضل من ذلك |
| Senin iyi olduğunu düşünüyorum. Mükemmel olduğun anlar var. Ama bazen de çok az çaba gösteriyorsun. | Open Subtitles | أعتقد أنك جيد بعض الأحيان تظهر متألق لكن بعض الأحيان لست |
| Tiyatroyu seviyorsun,dekorasyonda İyisin | Open Subtitles | تحب المسرح بالاضافة الى أنك جيد في أمو الديكور |
| Onlar kadar iyi olduğunu ispatlamak için, mükemmel bir şeyin sözünü verdin, ama başaramadın. | Open Subtitles | , وعدت بشيء مذهل لتثبت أنك جيد . بمقدراهم , وفشلت |
| Eskiden yaptığın işte iyi olduğunu düşünürdüm. | Open Subtitles | كما تعلم ، كنت أعتقد أن أنك جيد في ما تفعل. |
| Evet, isimler ve diğer detaylar konusunda iyi olduğunu duymuştum. | Open Subtitles | حسناً، لقد سمعت أنك جيد, في استخلاص الأسماء و تفاصيل أخرى. كبيانات حيوية, |
| Ne kadar iyi olduğunu bilmiyorsun, değil mi? | Open Subtitles | مستمع جيد أنت لا تعلم كم أنك جيد , أليس كذلك ؟ |
| İyi olduğunu biliyorum, fakat bütün bu evraklar iz bırakır. | Open Subtitles | أعلم أنك جيد لكن هذه الأوراق تترك أثر |
| Bilgi alma konusunda iyi olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أعرف أنك جيد في انتزاع المعلومات |
| -neden fikrimi istedin? -Çünkü işinde çok iyi olduğunu, kişisel sorunları | Open Subtitles | لأنني ظننت أنك جيد بما يكفي لمهنتك |
| Sen de onu öldürecek kadar iyi olduğunu gösterdin. | Open Subtitles | إذاً أظهرت له أنك جيد بما يكفي بقتله |
| İyi olduğunu biliyoruz Cole, ama yirmi kişi kadar iyi olamazsın. | Open Subtitles | نعرف أنك جيد سيد: كول لكن ...ليس بالنسبة لعشرين منا |
| Babam her işte iyi olduğunu söylemişti. | Open Subtitles | لقد قال لى والدى أنك جيد فى كل شىء. |
| Her zaman kılıçla aranın iyi olduğunu biliyordum. | Open Subtitles | علمت دائما أنك جيد في إستخدام السيف |
| Başkomutan senin iyi olduğunu düşünüyor olmalı! | Open Subtitles | يبدو أن القائد العام ! يعتقد أنك جيد |
| Atmak konusunda iyisin değil mi? | Open Subtitles | أرمي بها بعيداً؟ أنك جيد في ذلك أليس كذلك؟ |
| açıkçası, takım için yeteri kadar iyisin. | Open Subtitles | أعني، من الواضح أنك جيد كفاية لتلعب في الفريق. |