| Biri, muhtemelen düşündüğünüzden daha ön yargılı olduğunuzu akılda bulundurmak. | TED | الأولى: أن تتذكر أنك ربما منحاز أكثر مما تعتقد. |
| Onlara muhtemelen çok meşgul olacağınızı söyledim. Öylesiniz de. | Open Subtitles | أخبرتهم أنك ربما تكون مشغولا كما هو واضح طبعا |
| Ayrıca biliyorum ki muhtemelen hakkımda pek de gururlanmayacağım şeyler duymuşsundur. | Open Subtitles | وأعلم أنك ربما سمعتي بعض الاشياء التي لا أفخر بها |
| Buldum. J.K. Sen muhtemelen bunu istersin. | Open Subtitles | وجدتك ، جي كي، أنا أعرف أنك ربما تريد هذا |
| Yani ben de şimdi belki yüzüğü atmak istersin diye düşünüyorum. | Open Subtitles | لذا أنا أفكر أنه ربما كما تعلمين أنك ربما تريدين الإنسحاب |
| Bütün o çabalarından sonra serinlemek istersin diye düşündüm. | Open Subtitles | أنك ربما تكون محتاج لمبرد بعد كل هذا المجهود الذي بذلته. |
| Bak, muhtemelen cenaze konusunda hala kızgınsın. | Open Subtitles | انظري ، أنا أعلم أنك ربما لا تزالين مجنونة حول الجنازة |
| Tamam, biliyorum, muhtemelen Shep'le tanıştığın için öyle düşünmüyorsun, ama aslında oldukça harikalar. | Open Subtitles | حسناً, أعلم أنك ربما لا تعتقدين كذلك لأنك قابلت شيب. لكنهم نوعاً ما رائعون |
| Biliyorum muhtemelen benden nefret edeceksin, ama buna bir son vermeliyiz. | Open Subtitles | وأنا أعلم أنك ربما ستكرهينني, ولكن نحن بحاجة إلى وضع حد لهذا |
| muhtemelen hayatlarımızın dört yılını harcayacağımızı fark ediyor musun sırf sen şu anda "Güle güle, görüşürüz" diyemediğin için. | Open Subtitles | أتفهم أنك ربما تكون ضيعت أربع سنين من حياتنا لأنك لاتستطيع أن تقول "إلى اللقاء، أراك لاحقًا" الآن ؟ |
| muhtemelen benimle küs olduğunu biliyorum ama şunu söylemek için geldim: | Open Subtitles | أعلم أنك ربما لا تكلمني ولكني فقط أريد أن أقول |
| Baba, biliyorum muhtemelen Sevgililer Günü'nde ne yapacağımı merak ediyorsundur. | Open Subtitles | يا أبي، وأنا أعلم أنك ربما يتساءل ما أقوم به لعيد الحب. |
| muhtemelen yukarıda babanla beyzbol oynuyorsundur. | Open Subtitles | أعلم أنك ربما فوق تلعب البيسبول مع والدك |
| muhtemelen o alçının altında kaşınan bir bileğin vardır diyorum. | Open Subtitles | أنا فقط أقول أنك ربما لديك كاحل يحتاج للحك تحت هذه الضمادة |
| Yani birilerinin arkasından iş çeviriyorsun muhtemelen. | Open Subtitles | مما يعني أنك ربما تذهبين من وراء ظهر شخص ما |
| muhtemelen bundan az olsa zevk aldığımı düşünüyorsun. | Open Subtitles | و أعرف أنك ربما تظن أننى سعيدة بهذا و لكنى لست كذلك |
| Bay Day, muhtemelen bensiz konuşmak istediğiniz pek çok şey var o yüzden size bunun için izin vermeliyim. | Open Subtitles | السيدة يوم؟ وأنا أعلم أنك ربما يكون الكثير الذي أريد أن أتحدث عن بدوني في الغرفة، و |
| Demek istediğim, bu konuda muhtemelen kendinle çatışıyorsundur ama onun gibi adamlardan kurtulmak gerekli. | Open Subtitles | أقول ذلك وحسب، أعرف أنك ربما تشعر بالذنب حيال ذلك لكن، رجال مثله نالوا ما يستحقونه. |
| Civardaydım, belki öğle yemeğine çıkmak istersin diye düşündüm. | Open Subtitles | كنت فى المنطقه و فكرت أنك ربما تحبين تناول الغداء |
| Civardaydım, belki öğle yemeğine çıkmak istersin diye düşündüm. | Open Subtitles | كنت فى المنطقه و فكرت أنك ربما تحبين تناول الغداء |