| Belki de bir müşteriyi tek başıma idare edemeyeceğimi hissettiğin içindir. | Open Subtitles | حسناً, لأنك تشعر أنني لا أستطيع التعامل مع زبائني الخاصين |
| Seni alt edemeyeceğimi biliyorum. Ama onları edebilirim. | Open Subtitles | أعلم أنني لا أستطيع أن أقضي عليك لكنيمكننيأن أقضيعليهم. |
| - Ne yazık ki hanımefendi size bu konuda yardım edemem. | Open Subtitles | سيدتي , في هذا الأمر , أخشى أنني لا أستطيع مساعدتكِ |
| Sohbetlerimiz ayrıcalıklı. Kimseye karşı tanıklık edemem. | Open Subtitles | أنت تعلم أن المحادثات بين الطبيب و المريض محمية و أنني لا أستطيع أن أشهد ضد أي شخص |
| Bana bütün hikâyeyi anlatmıyor gibi geliyor, sanki başa çıkamayacağımı düşündüğü bir şey saklıyor. | Open Subtitles | لقد بدا الأمر وكأنه لم يُخبرني بالقصة بأكملها كأن يكون له سراً، ويخاف أنني لا أستطيع التعامل معه |
| Karşı çıkamayacağımı bildiğin halde neden iş teklifinde bulundun? | Open Subtitles | لماذا تعرض علي وظيفة تعلم أنني لا أستطيع رفضها؟ |
| Ne oldu? - Başımın çaresine bakamaz mıyım? | Open Subtitles | ألا تعتقد أنني لا أستطيع الأعتناء بنفسي ؟ |
| Bay Vale, Tarek'ı ziyaret edemeyeceğimi biliyorum. Sadece onu tuttukları yeri görmek istiyorum. | Open Subtitles | أعرف أنني لا أستطيع أن أزور طارق أريد أن ارى المكان الذي يحتجزونه فيه |
| Yönetim kurulu stresle baş edemeyeceğimi düşünebilir. | Open Subtitles | قد يعتقد مجلس إدارة السجن أنني لا أستطيع تحمل الضغط. |
| Sadece her şeyi kontrol edemeyeceğimi anladığımı bilmeni istiyorum. | Open Subtitles | أريدكِ أن تعلمي أنني أفهم أنني لا أستطيع التحكّم بكل شيء |
| Ona veda edemeyeceğimi biliyorum, ama... | Open Subtitles | وأنا أعلم أنني لا أستطيع أقول وداعا , ولكن |
| ..."dis"lerime değdirdiğim için, geri iade edemeyeceğimi söyledi. | Open Subtitles | ثم قالت لي أنني لا أستطيع أن أرجعه لأنه قد لمس أسناني |
| Ve kimse bana eve kimseyi davet edemeyeceğimi söylemedi. | Open Subtitles | و لم يقول لي أنني لا أستطيع دعوة بعص الشباب |
| Biliyorsun, hava durumunu kontrol edebilirim ama artık onu kontrol edemem. | Open Subtitles | تعرفين أنني لا أستطيع السيطرة عليها. تماماً كما لا يمكنني السيطرة على الطقس. |
| Ama korkarım size yardım edemem. | Open Subtitles | ولكن أنا أخشى أنني لا أستطيع مساعدتك في شيء |
| O kadar önemsizim ki intihar bile edemem. | Open Subtitles | أنا تافه لدرجة أنني لا أستطيع حتى أن أقتل نفسي |
| Karşı çıkamayacağımı bildiğin halde neden iş teklifinde bulundun? | Open Subtitles | لماذا تعرض علي وظيفة تعلم أنني لا أستطيع رفضها؟ |
| Başa çıkamayacağımı söylemiyorum. | Open Subtitles | أنا لا أقول أنني لا أستطيع توليّ الأمر |
| David, çıkamayacağımı söylemiştim. | Open Subtitles | - دافيد، أخبرتك أنني لا أستطيع |
| Ne yani, kızıma bir ev alamaz mıyım? | Open Subtitles | تعتقدين أنني لا أستطيع تأمين منزلاً لأبنتي؟ |
| Sence kendi otel odamı ayırtamayacak mıyım? | Open Subtitles | ماذا، أتعتقد أنني لا أستطيع تحمل تكاليف غرفة فندق؟ |