| O Pakistanlı, Müslüman bir kız. Beyaz bir erkekle evlenemez. | Open Subtitles | أنها فتاة باكستانية مسلمة لا يمكنها الزواج من أجنبي أبيض |
| Giyim tarzından dolayı onun bir kız olduğunu bile farketmemiş olabilirsiniz. | Open Subtitles | رغم أنه من طريقتها في اللبس، قد لا تلاحظون أنها فتاة. |
| Üniversite mezunu ve iyi bir kız olduğunu düşünmenizi istiyor. | Open Subtitles | تريد أن تعتقد بأنها خريجة جامعية و أنها فتاة جيدة |
| İç çamaşırımdan hoşlandığını göz önüne alırsak kendinden vazgeçmiş bir kadın olduğunu söyleyebiliriz. | Open Subtitles | ، برؤية كيفية حبها لملابسي الداخلية يمكننا القول أنها فتاة بائعة لنفسها |
| Sadece birkaç kere sikilmiş, çok hassas bir kızı anlatıyor. | Open Subtitles | أنها فتاة متمكنة |
| bir kız olmasına rağmen daha ağladığını da görmüş değilim. | Open Subtitles | وبالرغم من أنها فتاة لم أرى دموعها أبداً |
| O harika bir kız Profesör Haze. Kesinlikle öyle. | Open Subtitles | .أنها فتاة طيبة يا بروفيسور همبرت .نعم أنها كذلك |
| 17 yaş çok da küçük değil. Ayrıca çok akıllı bir kız. Bence de öyle. | Open Subtitles | في الواقع أنا لا أرى أن 17 هو سن صغير جداً إلى جانب أنها فتاة ذكية |
| İlk başta çok iyi bir kız olduğunu sanmıştım. | Open Subtitles | أعنى ,أنه فى بداية الأمر إعتقدت أنها فتاة جيدة |
| Evet biliyorum akıllı bir kız ama genç libidolara göre biri değil. | Open Subtitles | ،أجل، أعلم أنها فتاة ذكية لكنها ليست نداً للغريزة الجنسية للذكر |
| 9 yaşındaki ölü bir kız kadar ağzı sıkımıdır? | Open Subtitles | متكتماً جداً كما لو أنها فتاة في التاسعة من عمرها؟ |
| Bir ara onu da buraya getirmek istiyorduk ancak şimdiye dek güvenilir bir kız olduğunu kanıtlayamamıştı. | Open Subtitles | لقد أعجبتنا فكرة وجودها هنا لفترة لكن لحد الآن لم تظهر أنها فتاة جديرة بالثقة |
| Yani... olmaz ki. O bir kız. | Open Subtitles | لا ، بالطبع لا ، أعني لا يمكنني أنها فتاة |
| Onun sıradan Williamsburglü bir kız olduğunu düşünmüştüm. | Open Subtitles | حسناً، فقط ظننت أنها فتاة عادية من شارع ويليامسبورغ. |
| Hayır, sadece bununla başa çıkabilecek bir kız olduğunu ummuştum. | Open Subtitles | لا، كنت آمل أنها فتاة من ذلك النوع الذي يحسن التعامل مع الموقف |
| -Red, hayatın boyunca onun küçük bir kız olduğunu düşündün. | Open Subtitles | ريد" قضيت حياتك كلها" تظن أنها فتاة صغيرة |
| Filmin sonunda da üstünü çıkartıp, bir kadın olduğunu kanıtlıyor. | Open Subtitles | في نهاية الفيلم تضطر إلى أن تخلع قميصها لتثبت أنها فتاة |
| Sadece birkaç kere düzülmüş, çok hassas bir kızı anlatıyor. | Open Subtitles | أنها فتاة متمكنة |