| Oh, hadi çocuklar, gelmek zorunda değilsiniz. Sadece bir maç. | Open Subtitles | ما بكم يا رفاق ألن تأتوا , أنها مجرد لعبه |
| Bir maç izliyoruz. The Heat maçı. Sadece bir maç. | Open Subtitles | نحن نشاهد مباراةً مبارة فريق هيت , أنها مجرد مبارة |
| Yoksa Bu sadece yaşlı annenin dırdırına duyduğun bir tutku mu? | Open Subtitles | أم أنها مجرد الرغبة في إيقاف أمك العجوز عن التذمر أخيراً؟ |
| Bu Sadece bir şapka, hayatım, tavukla dövüşünü kaybetmiş küçük kafalı bir adama ait bir şapka. | Open Subtitles | أنها مجرد قبعة عزيزتي تعود لرجل رأسة صغير خسر معركة مع دجاجة |
| Dünyanın kalanına göre o sadece ölü bir bağımlı. | Open Subtitles | كل ما يعرفه العالم المعنيّ بالآمر أنها مجرد مدنة ميتة |
| - Sadece genç gözükmeye çalışıyorum. | Open Subtitles | أنها مجرد محاوله لكي أبدوا أصغر سنن لماذا? |
| Onlar, sadece bizim dikkatimizi çekmeye çalışıyorlar. | Open Subtitles | أنها مجرد محاولة للحصول على الاهتمام لدينا. |
| Dediğim her şeyde ciddiydim ama biliyorum ki Bunlar sadece kelimeydiler, sen bağlılık istiyorsun. | Open Subtitles | أنا عنيت كل كلمة قلتها ,لكن أعرف أنها مجرد كلمات أنتِ تريدين إلتزام |
| Alt tarafı ayakkabı, kardeşim. Bir şey çıkmaz. | Open Subtitles | أنها مجرد مجموعة من الأحذية الرياضية يارجل من يهــتم ؟ |
| Sadece bir mastürbasyon olduğunu biliyorum, ama belki de farkımız budur. | Open Subtitles | أعرف أنها مجرد عادة سرية، لكن ربّما ذلك هو الإختلاف بيننا. |
| Sadece bir arkadaş olarak soruyorum, eğer istersen... | Open Subtitles | أعني، على أنها مجرد أمور أصدقاء إذا كنتي تريدين |
| Sadece bir zamanlama meselesiydi... harekete başlamadan önce. | Open Subtitles | .. لقد ظننت أنها مجرد مسألة وقت قبل ان يسرحوني |
| Ama biliyor musunuz? Haklı olurdunuz! Bu Sadece bir numaradır! | Open Subtitles | وهل تعلمون, ستكونون محقين أنها مجرد خدعة |
| Bu sadece lanet olası bir rüya. | Open Subtitles | لا ينبغى أن تفعل هذا بنفسك أنها مجرد أحلام |
| Yani bu Sadece bir rastlantı mı? | Open Subtitles | أذن أنها مجرد مصادفة ؟ في اليوم الذي انفجر فيه مختبرك |
| - Ama yine de buna dokunmak istemiyorum. - Yapma, bu Sadece bir oyuncak. | Open Subtitles | لكني لازلت لا أريد أن المسها ـ هيا، أنها مجرد لعبة |
| Aceleyle ayrılmışa benziyor, ya da o sadece iğrenç bir domuzdu. | Open Subtitles | يبدو وانها غادرت على عجالة أو أنها مجرد حيوان قذر |
| Ben bir ise ihtiyacim var, ve durustce, o Sadece bir arkadas. | Open Subtitles | أنا بحاجة إلى العمل، وصدق ، أنها مجرد صديق. |
| Sana göstermek istediğim bir şey var. - Sadece bir dakikanı alacağım. - Tamam içeri gel. | Open Subtitles | -لقد أحضرت شىء أريد أن تراة أنها مجرد دقائق |
| Ama bir noktada Fark etmen gerekecek Onlar sadece... | Open Subtitles | ولكن في مرحلة ما سيكون لديك لتحقيق أنها مجرد... |
| Bunlar sadece laf. | Open Subtitles | أنها مجرد كلمات. |
| Bunun Alt tarafı bir homurtu olduğunu söyledin mi? | Open Subtitles | لم تخبر الزوجة أنها مجرد نخرة؟ |