| Kız senindir, Ace. Bir hediye. | Open Subtitles | أنها لك أيها الرائع، أنها هدية |
| Şimdi bu arabayı yağlamak için Bir hediye mi, yoksa zaten yağlanmış bir arabaya sahip olmak için Bir hediye mi? | Open Subtitles | الآن، هل هذه الهدية من أجل أنشاء علاقة أو أنها هدية... من أجل أن العلاقة أنشاءت بالفعل؟ أنشاء علاقة؟ |
| Özel Bir hediye olduğuna inanmak hoşuma gidiyordu. | Open Subtitles | أحبّ اعتقاد أنها هدية استثنائية |
| Onun, Tanrı'dan Vernon Dahlart'a armağan olduğu söylenebilir. | Open Subtitles | قد تقول أنها هدية الله لـ (فيرنون دالرت) |
| Onun, Tanrı'dan Vernon Dahlart'a armağan olduğu söylenebilir. | Open Subtitles | قد تقول أنها هدية الله لـ (فيرنون دالرت) |
| Ben zannettim ki içinde hediye gibi bir şey vardı. | Open Subtitles | لكني أعتقدت .. بأني أتذكر بأنه قال أنها هدية |
| Biraz garip Bir hediye olduğunu kabul etmelisin. | Open Subtitles | -نعم، عليك الإعتراف أنها هدية غريبة نوعاً ما |
| Bakımevi, hiçbir zaman görmediğim annemin hediyesi olduğunu söylemişti. | Open Subtitles | أخبرتني الدار أنها هدية من أمي والتي لم أعرفها قط |
| - Eski duruyor. - Öyle. Bir hediye. | Open Subtitles | . تبدو من الذهب - أنها كذلك , أنها هدية - |
| Bu Bir hediye Teşekkürler dostum. | Open Subtitles | . أنها هدية الحفلات . شكرا صديقي |
| - Çok orijinal Bir hediye. | Open Subtitles | لقد كنت أقول أنها هدية جديدة من نوعها |
| "Ücretsiz. Bir hediye". | Open Subtitles | لا شئ أنها هدية |
| Ben bunun kötü Bir hediye olduğunu düşünmüyorum. | Open Subtitles | لا أظن أنها هدية سيئة. |
| Bu Bir hediye gibi görünüyor Horace. | Open Subtitles | يبدو أنها هدية ، (هوريس). |
| Bu Bir hediye gibi görünüyor Horace. | Open Subtitles | يبدو أنها هدية ، (هوريس). |
| Bir hediye olduğunu fark etmemiştim. Tebrikler Clark. | Open Subtitles | لم أكن أعرف أنها هدية |
| Lütfen bunun erken bir bebek hediyesi olduğunu söyle. | Open Subtitles | رجاءاً أخبريني أنها هدية مولد مبكرة |
| Size bunun Tanrı'nın bir hediyesi olduğunu söylüyorum. | Open Subtitles | أخبرتك أنها هدية من السماء |