| Muhtemelen fazlası vardı ama eşyalar taşınıp duruyor ve sonunda kayboluyor. | Open Subtitles | الأرجح أنه كان يوجد أكثر لكن الأغراض تُنقل وفي النهاية تضيع. |
| İyi olan yanı fotokopi makinesi olan bir oda vardı. | Open Subtitles | من حسن الحظ أنه كان يوجد هناك غرفة بآلة نسخ |
| Üz-üzgünüm. bu-burada bir tiyatro vardı mı dediniz? | Open Subtitles | أنا آسف هل تقول أنه كان يوجد مسرح هنا؟ نعم |
| Ona göre, yalnızca ikimiz için aşırı fazla aşk ve güzellik vardı. | Open Subtitles | وجهة نظرها كانت أنه كان يوجد ...الكثير من الحب والجمال لكلينا وحسب... |
| - Burada eskiden bir göl mü vardı? | Open Subtitles | يبدو أنه كان يوجد بحيرة هنا فعلاً أليس كذلك ؟ |
| Buralarda yapacak işlerim vardı. | Open Subtitles | هذا بسبب أنه كان يوجد بعض الأشياء هنا وهناك لأعتني بها |
| Yani burada başka birileri de mi vardı? | Open Subtitles | إذاً ، أنت تعتقد أنه كان يوجد شخص آخر هنا؟ |
| Hayır, üstünde biraz çalıştım. Sinyallerin bozulduğu bir alan vardı. | Open Subtitles | كلا، لقد قمت ببعض البحث ووجدت أنه كان يوجد مجال تشويش على المنطقة بأسرها |
| Bazıları der ki orada ilk camii vardı. | Open Subtitles | البعض يقول أنه كان يوجد مسجد هنا |
| Şimdi benim tahminimce Amanda'nın bilgisayarında bununla ilgili kanıt vardı. | Open Subtitles | و أعتقد أنه كان يوجد دليل علي حاسوب (أماندا كلارك) مُتعلق بهذا الأمر. |
| - Ahlak masası davası vardı ama. | Open Subtitles | أظن أنه كان يوجد قضية أخلاق |
| Zorluklar vardı Callie ama neden evlat edinilemeyeceğini düşündün? | Open Subtitles | أنا أعلم أنه كان يوجد تعقيدات يا (كالي) لكن لماذا ظننت أننا لن نتبناك؟ |