Dans etme, şarkı söyleme ve bol bol eğlenme vakti! | Open Subtitles | أنه وقت الرقص و الغناء وقطع الكاتو والكثير من المرح |
Yani, profesör, telaşlanma vakti geldi mi dersiniz? | Open Subtitles | إذاً أيها البروفسر ، هل من رأيك أنه وقت مناسب لكي يفزع الجميع؟ |
Pek uygun bir zaman değil biliyorum ama o konuda çok ketumdu. | Open Subtitles | أعني, أعلم أنه وقت غريب ولكنه كان سريا للغاية لفترة من الزمن |
Böylesine kar yağmışken, baban ve senin birkaç ziyaretçi ağırlamanız için iyi bir zaman olabilir. | Open Subtitles | بكل هذا الجليد أنه وقت جيد لرؤيت إذا كنتى ووالدكى لديكم اى زوار |
Teftiş zamanı geldi. Bu kavgacıyla kızı alıp... | Open Subtitles | أنه وقت الدورات سنأخذ هذا المشاغب وهذة الفتاة |
Yani aynı odada yatmayalı uzun zaman oldu. | Open Subtitles | يبدو أنه وقت طويل جِداً منذ أن نِمتم سوياً بنفس الغرفة. |
Küçük Cui daha fazla bekleme, yatma vaktin geldi. | Open Subtitles | أنه وقت النوم ضعيها في الفراش |
Ama bugün o gölge alışveriş vaktinin geldiğini haber vermekle kalmadı. | Open Subtitles | و لكن اليوم البرج لم يعلن فقط أنه وقت الذهاب الى التسوق بل أيضاً، |
Uyku vakti. Yarın bitirsek? | Open Subtitles | أنه وقت النوم ألا يمكننا اتمام ذلك في الصباح |
Bence eve gitme ve... kendi projemiz için birlikte çalışmamızın vakti geldi. | Open Subtitles | أعتقد أنه وقت العودة والتعاون على مشروعنا الصغير |
Saat, laflama vakti diyor, yani... | Open Subtitles | حسناً، الساعة تقول أنه وقت الدردشة، لذا.. |
Oyun vakti olduğunu biliyorum, ama bir şey göstereceğim. | Open Subtitles | أنا أعرف أنه وقت الخرز . و لكن أريد أن أريكم شئ ما |
Saat, laflama vakti diyor, yani... | Open Subtitles | حسناً، الساعة تقول أنه وقت الدردشة، لذا.. |
Fakat bu şarkı eve gitme vakti demek. | Open Subtitles | لكن تلك الأغاني تعني أنه وقت العودة للمنزل |
Biliyorum, çok kötü bir zaman... ama konuşmamız gerek. | Open Subtitles | أعلم أنه وقت غير مناسب لكن مهم جداً أن نتحدث |
Okuldan çaktığımı ona söylemek için kötü bir zaman olacak sanırım. | Open Subtitles | أعتقد أنه وقت سيء إذاً لأقو له أني رسبت بالجامعة |
Bence, sömestir tatilini ertelemek için iyi bir zaman. | Open Subtitles | أعتقد أنه وقت مناسب لإنتهاء اليوم الدراسي |
Clark, kasabanın her yerinde Jordan'ı aradın. Geceyi bitirmenin zamanı geldi. | Open Subtitles | كلارك لقد بحثت عن جوردن في جميع أرجاء المدينة أنه وقت النوم |
"Herhangi bir plan yapmış değilim..." "...ancak, artık annemin de yüzünün gülmesinin zamanı geldi." | Open Subtitles | أنا ليس لدي خطه ماعدا أنه وقت أمي ضحكت مره ثانيه |
Artık yatma zamanı geldi küçük hanım. Biz burada horozlarla kalkarız. | Open Subtitles | أعتقد أنه وقت النوم نحن نستقيظ على صياح الديك هنا |
Uzun zaman oldu hissine kapıldım. | Open Subtitles | أشعر أنه وقت طويل |
Deuan, ilaç vaktin geldi. | Open Subtitles | ديوان أنه وقت دوائك |
Ben de ailemi ziyaret etme vaktinin geldiğini düşündüm. | Open Subtitles | وفكرت أنا أنه وقت مناسب لزيارة والدي |