Başka bir deyişle, öğrenciler bize sosyal adaletin onlar için önemli olduğunu, araştırmacılar da bunun öğrencilerin öğrenmesine yardımcı olduğunu söylüyor. | TED | وبعبارة أخرى، يخبرنا الطلاب أن العدالة مهمة لهم والباحثون أنه يساعد الطلاب على التعلم. |
Ama gerçekten bunu mümkün kılan Dünyada nasıl uygulanabileceği hakkında düşünmeye yardımcı olduğunu gördük. | TED | لكن أن تفكر بالفعل حول الآثار التي يجعلها هذا ممكنة، وجدنا أنه يساعد في التفكير حول كيف يمكن أن يتم تطبيقه في العالم. |
Büyük paraların saklanmasına falan yardımcı olduğunu ağzından kaçırmıştır. | Open Subtitles | وربما ندعه يفلت أنه يساعد على الاختباء مالية كبيرة، تصل بين الشمال وscaries. |
Teröristlerin kendi toprağımızda nükleer bir aygıtı infilak ettirmesine yardım ettiğini düşünüyoruz. | Open Subtitles | نعتقد أنه يساعد الإرهابيين في إطلاق صاروخ نووي على أراضينا |
Şu anda teröristlere yardım ettiğini düşündüğümüz bir Rus'u arıyoruz. | Open Subtitles | نحن الآن نبحث عن عميل روسى... نعتقد أنه يساعد الإرهابيين |
Barry bana, arada bir S.T.A.R. Labs işlerinde sana yardımcı olduğunu söyledi. | Open Subtitles | باري فقط قال لي ذلك، كما تعلمون، في بعض الأحيان أنه يساعد على الخروج مع S.T.A.R. مختبرات الاشياء. |
Kadınlara yardımcı olduğunu sanıyor. | Open Subtitles | يعتقد أنه يساعد هؤلاء النساء |
Yardıma muhtaçlara yardım ettiğini söyledi. | Open Subtitles | قال أنه يساعد المحتاجين |
Hâlâ arkadaşına yardım ettiğini sanıyor. | Open Subtitles | ما يزال يعتقد أنه يساعد صديقه |
Düşünmeden yazmış. Robbie Emily'e saldırarak Nina'ya yardım ettiğini düşünmüş. | Open Subtitles | (تغريدة مفاجئة، فقد ظن (روبي (أنه يساعد (نينا) بمهاجمته لـ (ايميلي |