| Görüyorsun ki, son zamanlarda her zaman bir aziz olmadığımı farkediyorum. | Open Subtitles | ، أتعلم لقد أتيتُ لكي أدرك أنّني لم أكنْ دائماً قديساً |
| Baba, artık küçük bir kız olmadığımı anlaman lazım. | Open Subtitles | أبي، عليك أن تدرك أنّني لم أعد فتاة صغيرة |
| Sizin hak ettiğiniz evlat üvey evlat ve abi olmadığımı biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أنّني لم أكن الإبن أو الربيب أو الأخ الذي تستحقونه جميعكم. |
| Bir süredir burada olmadığımı biliyorum ama bütün yönetim kurulu burada değil gibi. | Open Subtitles | أعلم أنّني لم آتِ إلى هنا منذ مدّة، لكنكِ لا تبدين كمجلس الإدارة بأكمله. |
| Bazı teknik sorunlar yüzünden ameliyat olmadığımı mı söylüyorsun? | Open Subtitles | هل تقولين لي أنّني لم أقم بالعمليّة الجراحيّة بسبب بعض الأعطال ؟ |
| Sınırlarımız olması gerektiğini ve kocan olmadığımı biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أنّ علينا وضع حدود بيننا أعلم أنّني لم أعُد زوجك |
| Sen de garip olmadığımı söyledin. Başardım demek ki. Garip değil. | Open Subtitles | و أنتِ قلتِ للتّو أنّني لم أتصرّف بغرابة لذلك كما لاحظتِ ، لستُ أتصرّف بغرابة |
| Ben de DeLuca'yla hazır olmadığımı sanıyordum ama ortaya çıkması iyi oldu. | Open Subtitles | (كنتُ أعتقد أنّني لم أكن مستعدّة مع (ديلوكا لكن الآن أصبحت العلاقة علنيّة , و هذا شيء جيّد |