| Kızınızın duymak istediğini bir şey olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | حسناً، لا أعتقد أنّه شيء تُريدين أن تسمعه ابنتكِ. |
| Adli Tıp, ağır bir şey olduğunu düşünüyor, muhtemelen metal. | Open Subtitles | مُحقق الوفيّات يعتقد أنّه شيء ثقيل، ربّما يكون معدناً. |
| Eli bunun psikolojik bir şey olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | رائحة شامبو أختُه ألي" يَقُولُ أنّه شيء طبيعي" |
| Başka bir şey olmalı. Bildiği bir şey. - Söylemekten korktuğu bir şey. | Open Subtitles | لا بدّ أنّه شيء آخر شيء يعرفه ويخشى البوح به |
| Blöf yaptım. Ama korkunç bir şey olmalı. | Open Subtitles | كنتُ أخادع ولكن لابدّ أنّه شيء فظيع |
| Önemli bir şey olduğunu söylemişti. | Open Subtitles | قال أنّه شيء مهمّ |
| Önemsiz bir şey olduğunu düşünmüyorsun. | Open Subtitles | غير مقتنعٍ أنّه شيء تافه |
| Bayan Ruiz'e anlatmak istemediğin bir şey olduğunu söylemiştin. Bana anlatmak ister misin? | Open Subtitles | قلتِ أنّه شيء لم تُريدي إخبار السيّدة (رويز) عنه، هل تظنّين أنّكِ ربّما تودّين إخباري؟ |
| - Büyüklere göre bir şey olduğunu. | Open Subtitles | أنّه شيء يخُص الناضجين |
| Cinayet silahını bilmiyoruz ama düz ve sert bir şey olmalı. Mesela bir fayans. | Open Subtitles | لا نملك سلاح الجريمة بعد لكن لابد أنّه شيء مُسطح وصلب، مثل بلاطة... |
| Şefle evli olmak güzel bir şey olmalı. | Open Subtitles | لا بد أنّه شيء رائع زواجك بالرئيسة |
| Önemli bir şey olmalı. | Open Subtitles | -لابدّ أنّه شيء مُهم . |