| Şimdilik, en azından doğru yolda olduklarını biliyorlar. Üçüncü gün. | Open Subtitles | فوني تُعلِّم شيدي أيضا ً كيفتقرأسماءالليل، الآن,علىالاقل، يعلمون أنَّهم في الاتجاه الصحيح إنَّه اليوم الثالث |
| Ödüle yaklaştığı zaman yakında olduklarını bilmeleri için sesleniş şeklini değiştiriyor. | Open Subtitles | عِندماتكونقريبةمِن الغنيمة، تُغيِّر صيحاتها وتدعم يعلمون أنَّهم يقتربون |
| Bazı insanlar enfekte olduklarını bilmiyor ama UV ışık derinin altındaki lanet olası kurtçukları gösteriyor. | Open Subtitles | بعضُ الناس لا يعلمونَ أنَّهم مصابون ولكنَّ الأشعةَ فوق البنفسجيةَ تظهر تلك الديدانُ اللعينةِ تحتَ جلدهم |
| Bu karmaşanın içinde olduklarını düşünüyoruz. | Open Subtitles | نعتقدُ أنَّهم كانوا بداخلَ هذهِ الفوضى |
| Sende olduklarını bilmiyordum. | Open Subtitles | لم أكن أعلم أنَّهم مُلكٌ لك |