| Sanırım intikamını almanı sağlayabilirim. | Open Subtitles | ربما يمكننى أن أجعلك تحصلين على إنتقامك؟ |
| Seni görünmez yapamam, ama kalabalığa karışmanı sağlayabilirim. | Open Subtitles | لا يمكن أن أجعلك مخفياً لكن يمكن أن أجعلك تختفي بين الناس |
| Sizi tekrar on mode geçirmeye ya da en azından böceklerinizi kurtarmaya çalıştım, ancak görünüyor ki dördünüz de kurtarılamayacak kadar yozsunuz. | Open Subtitles | حاولت أن أجعلك فى وضع التشغيل أو على الأقل إنقاذ خُنفستك. و لكن من الواضح أن أربعتكم فسدوا بمحاولة الوصول إلى الخلاص. |
| Sizi rahatlatayım. Sabah saat 8:00'de yaşıyordu. | Open Subtitles | يمكننى أن أجعلك تطمئن كانت على قيد الحياه الساعه الثامنه صباحا |
| Size karşı kaba olmak istemem ama orayı araştırdım, orada değil. | Open Subtitles | أكره أن أجعلك تنصدم لكنى تحريت عن ذلك و لم أجده هناك |
| Ben seni daha uzun yapabilirim, daha yakışıklı olabilirsin. | Open Subtitles | يمكنني أن أجعل قامتك أطول، يمكنني أن أجعلك وسيماً. |
| Seni rahatsız etmekten nefret ediyorum. Bunun olmasını istemeyiz. | Open Subtitles | أكره أن أجعلك تشعر بعدم الإرتياح، لن نرغب بذلك. |
| Sana da böyle bir damar sağlayabilirim. | Open Subtitles | يمكنني أن أجعل عضلاتك هكذا يمكنني أن أجعلك تبدو هكذا |
| Beni sevmiyorsan bile benden nefret etmemeni sağlayabilirim! | Open Subtitles | . حتي ولو لم تكن تُحبني . أستطيع أن أجعلك تكرهني |
| Baş parmağımı bükersem altına sıçmanı sağlayabilirim! | Open Subtitles | وإذا لويت إبهامي أستطيع أن أجعلك تتبرز على نفسك |
| Ben ne istersem onu görmeni sağlayabilirim. | Open Subtitles | يمكنني أن أجعلك ترين أيّ شيء أودّك أن تريه |
| İsterseniz onlarla bağlantı kurmanızı sağlayabilirim. | Open Subtitles | الاستخبارات و البوليس الدولى فى ايطاليا بالفعل و أنا لدى فريق هناك أيضا يمكننى أن أجعلك على تواصل اذا أردتى |
| Elindeki şu tableti bana vermeni ve belleğini allak bullak edip tüm bunları unutmanı sağlayabilirim. | Open Subtitles | بإمكاني أن أجعلك تعطيني لوحة الكتابة تلك، وأقوم بقلب عقلك رأساً على عقب، واجعلك تنسى كل هذا. |
| Sizi kocasız bırakacağım için de özür dilerim. | Open Subtitles | آسف لأننى لم أستطع أن أجعلك تحبيننى وآسف لأنى سأتركك بدون زوج |
| Sizi kocasız bırakacağım için de özür dilerim. | Open Subtitles | آسف لأننى لم أستطع أن أجعلك تحبيننى وآسف لأنى سأتركك بدون زوج |
| -Bay Palmer, mahkeme Sizi defalarca stenografa 'günışığı' dememeniz konusunda uyarmıştı. | Open Subtitles | علي أن أطمأنك و هذا يعني أن أجعلك تعيد زياراتك |
| Yani bu benim evim... Sizi evime alabileceğimi sanmıyorum. | Open Subtitles | أعني أن هذا منزلي ، وليس علي أن أجعلك تدخل منزلي |
| Çünkü Jun-sang'ı ikinci kez kaybetmeni istemem. Bunun için cezalandırılacağım. Seni kırdığım için, cezalandırılacağım. | Open Subtitles | ..لا أستطيع أن أجعلك تفقدين جون سانغ مرتين ..سوف أدفع ثمن هذا يوما ما ..سوف أدفع الثمن |
| - Evet, banyo yapmak istiyordunuz. Ama yerleri lekelemenizi istemem. | Open Subtitles | أعرف أنّك تريد أن تستحم، لكني لا أريد أن أجعلك توسخ أرضيتي. |
| Benden yeterince yersen, seni başkan yapabilirim hatta belki de dünya imparatoru. | Open Subtitles | إن تناولت كمية كبيرة منّي، بوسعي أن أجعلك رئيساً، بل إمبراطوراً على العالم، |
| David, mümkün olan her şeyi yapabilirim ama seni gerçek bir çocuk yapamam. | Open Subtitles | دايفد، سأقوم بكل ما هو ممكن... لكن لا يمكنني... أن أجعلك صبيا حقيقيا. |
| Özür dilerim, seni rahatsız etmek inan istediğim son şey. | Open Subtitles | آسفة، لم أقصد أن أجعلك تشعر بعدم الارتياح |