| Sahara, istemiyor, ama ona böceği vermeliyim. | Open Subtitles | صحارى لا تريده و لكن علىّ أن أعطيها الحشرة |
| Hasar kalıcı olmadan ona panzehiri vermeliyim. | Open Subtitles | أحتاج أن أعطيها المضاد قبل أن يصبح الضرر دائم |
| Kendim vermeyi denedim ama sarayın kapısından bile geçmeyi başaramadım. | Open Subtitles | حاولت أن أعطيها لهُ لكنهم لم يسمحوا ليّ في القصر |
| Bir ay boyunca ona çiçek vermeyi denedim, fakat nasıl yapılacağını bilmiyordum. | Open Subtitles | حاولت لشهر أن أعطيها الزهرة ولكنني لم اعرف كيف |
| Süt anneye vermemi söyleseler de onu kendi göğsümde emzirdim. | Open Subtitles | أرضعتها من صدري رغم أنهم قالوا لي أن أعطيها للمرضعات |
| Uzun, sarışın olan O bunu sana vermemi söyledi. | Open Subtitles | الشقراء الطويله لقد أخبرتني أن أعطيها لك |
| - Hayır, istediklerini veremem. | Open Subtitles | لا، لم أستطع أبداً أن أعطيها الأشياء التي تريد. |
| Uyandığında bir şişe daha veririm diye düşündüm. | Open Subtitles | كنت أفكر أن أعطيها زجاجة أخرى، عندما تستيقظ |
| Bir gazeteci arkadaşıma verecektim. | Open Subtitles | كان من المفروض أن أعطيها لصديقة لي ، فهي صحفية |
| Bu görev benimdi. Seni yollamamalıydım. | Open Subtitles | إنها مهمّتي ما كان يجب أن أعطيها لك |
| Ona bunu telafi edecek bir şey vermeliyim. Ama onun zaten bir arabası var. | Open Subtitles | لا بد أن أعطيها شيئا غاليا لكي أعوض عن كل هذه السنين ولكنها تملك سيارة؟ |
| Bir şekilde ona vermeliyim. Bu iş senin sorumluluğunda | Open Subtitles | يجب أن أعطيها إياها بأي طريقة هذه مسؤليتك الآن |
| Dekanlık kanununa göre muskamı artık ona vermeliyim. | Open Subtitles | وفقاً لقانون العمداء الأن يجب أن أعطيها تميمة حظي |
| Bekle! Sana mı vermeliyim bende mi kalmalı? | Open Subtitles | خذها مهلا، هل يجب أن أعطيها لك أم أحتفظ بها؟ |
| Belki bize yardımları olur diye, ders vermeyi kabul ettim, belki borç verirler dedim. | Open Subtitles | لقد وافقت أن أعطيها دروس خصوصية على أمل أن تساعدنا وتقرضنا المال |
| Ona annemim nişan yüzüğünü vermeyi çok istiyorum. | Open Subtitles | وأوّد أن أعطيها خاتم الخطوبة خاصة والدتي |
| Efendim... Ona evi vermemi istemiştiniz. Bende yarışma ile verdim. | Open Subtitles | أردت مني أن أعطيها الشقة لذا أعطيتها إياها من خلال المسابقة |
| 17 kusursuz yıldan sonra kıza soruları vermemi istedi. Böylece küçük aşüfte tacı takacaktı. | Open Subtitles | لـ17 عاماً بلا شائبة، ويريدني أن أعطيها الإجابات بحيث تتمكّن من إرتداء التاج؟ |
| - Joel. Ona şu anda verdiğimden fazlasını veremem. | Open Subtitles | لا أستطيع أن أعطيها أكثر مما أعطيها حالياً |
| Bunu June'a veremem. Yeni bir kart da alamam. | Open Subtitles | لا أستطيع أن أعطيها ذلك ولا أستطيع كتابة بطاقة جديدة |
| Uyandığında bir şişe daha veririm diye düşündüm. | Open Subtitles | كنت أفكر أن أعطيها زجاجة أخرى، عندما تستيقظ |
| Ona Noel hediyesi olarak verecektim. Sakın beni yargılama. | Open Subtitles | لقد كنت أريد أن أعطيها لها في الكريسمس لا تحكم علي |
| Bu görev benimdi. Seni yollamamalıydım. | Open Subtitles | إنها مهمّتي ما كان يجب أن أعطيها لك |