| Yapacağı En iyi şeyin iki aileyi birbirine düşürmek olduğuna karar verdi. | TED | لقد قرر أن أفضل رهان له هو دق أسفين الخلاف بين عائلتين. |
| Şimdi, hepiniz biliyorsunuz ki jeopolitik En iyi pinpon izlenerek takip ediliyor. | TED | أنتم تعرفون أن أفضل طريقة لمتابعة السياسة الجغرافية هي بمشاهدة البينج بونج. |
| Bence en iyisi benim "eylem öncesi ilkesi" olarak adlandırdığı yöntem. Teknoloji ile | TED | لكن أعتقد أن أفضل طريقة، ما أسميه، المبدأ الإستباقي. والذي هو، ان تنخرط مع التكنولوجيا. |
| Size söylediğim gibi en büyük umudumuz hayatınızı kurtarmak. | Open Subtitles | كما أخبرتك سابقاً أعتقد أن أفضل شئ نسعى خلفه هو حياتك |
| Aaron, hem güvenli uçmak hem de stabil çekim yapmak için en iyisinin kameramanla ikili uçmak olduğuna karar verdi. | Open Subtitles | ءارون قرر أن أفضل وسيلة للحفاظ على الامان والحصول على لقطات ثابتة هو أن يطير جنبا إلى جنب مع مصور. |
| Dedem, eskiden hamur ustasıydı ve bir kadının kalbini kazanmanın yolunun midesinden geçtiğini bana öğretmişti. | Open Subtitles | جدي كان طباخاً قديماً علمني أن أفضل طريق للمرأة |
| Bak, biliyorum kendini güvende hissetmiyorsun ama inan bana sanırım yapacağın En iyi şey iyi bir uyku çekmek olacak. | Open Subtitles | بيكا أعرف انكِ حقاً لا تشعرين بالأمان ولكن ثقي بي أنتِ بأمان أظن أن أفضل شيء لكِ هو أن تنامي |
| Annem En iyi bayların izleyenler olduğunu söyledi. Tamamıyla hilekârlar. | Open Subtitles | أمي أخبرتني أن أفضل السادة هم الذين يراقبون ومليئون بالخدع |
| Bu beni alâkadar etmez ama gerçekten bir şey istiyorsan eğer para biriktirmekle elde etmenin En iyi yöntem olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | هذا ليس من شأني أو أي شيء ولكن لو أردت شيئاً حقاً فقد إكتشفت أن أفضل طريقة للحصول عليه هي التوفير |
| Bunu yapmanın En iyi yolu, basit bir soygunmuş gibi göstermek. | Open Subtitles | أعتقد أن أفضل طريقة لتفعل هذا بجعل الأمر يشبه سرقة بسيطة |
| Hayatımdaki En iyi şeyler kar yağdığında olmuştu biliyor musun? | Open Subtitles | أتعرفين أن أفضل الأشياء في حياتي حدثت عندما ينزل الثلج؟ |
| Daha önceki gibi ısrarcıyım, En iyi yol, en kısa yoldur. | Open Subtitles | أنا أصر، كما سبق لي، أن أفضل طريقة هي أسرع طريقة. |
| Bir çok insan En iyi yaşamın acıdan kaçarak olduğunu düşünür. | Open Subtitles | يَعتقدُ أكثر الناس أن أفضل طريقة للعَيْش هي بالهروب من الألم. |
| Televizyonun başında kalıp haberleri izlemenin en iyisi olacağına karar verdim. | Open Subtitles | فكرت أن أفضل شيء يمكنني فعله هو متابعة الأخبار في انتظار التقارير |
| Geri dönmektense ileri gitmenin en iyisi olacağına karar vermişler. | Open Subtitles | و قرروا حينها أن أفضل سبيل أمامهم هو العودة |
| Bence herkes için en iyisi biraz sakinleşmek. | Open Subtitles | حسنا أعتقد أن أفضل شيء نفعله الآن هو أن يهدأ الجميع |
| İşte bu yüzden ben seninle birlikteyim en büyük albümün bir osuruk şakası olduğunu söylemekten korkmayan güzel kızla. | Open Subtitles | لهذا أنا معك هنا فتاتة لطيفة و جميلة لا تخشى أن تخبرني أن أفضل ألوبامتي هو نكتة غازات |
| Ben hâlâ en büyük şansımız Quinn'in kimliğini değiştiren gizemli adamı bulmak, diyorum. | Open Subtitles | يجب أن نجد شخصاً آخر أراد أن يرى جيسي ميتاً لا زلت أظن أن أفضل فرصنا |
| Ne kadar yavaş okursam okuyayım kitabında verilen mesaj Hindistan için en iyisinin İngilizler tarafından yönetilmek olduğu. | Open Subtitles | الرسائل في جميع أنحاء كتابك على أية حال قرأتها ببطئ أن أفضل شيئ للهنود أن يكونوا تحت حكم البريطانيين |
| Ama ben Elçi'yle konuştum ve işe dönmemin benim için en iyisinin olacağına karar verdik. | Open Subtitles | ولكني.. تحدثت إلى المبعوث.. واتفقنا على أن أفضل شيء لي هو الرجوع إلى العمل |
| Dedem, eskiden hamur ustasıydı ve bir kadının kalbini kazanmanın yolunun midesinden geçtiğini bana öğretmişti. | Open Subtitles | جدي كان طباخاً قديماً علمني أن أفضل طريق للمرأة |
| Belki de yapabileceğim En iyi şey onu aramak ve benimle konuşmasını sağlamaktır. | Open Subtitles | أعتقد أن أفضل شئ يمكننى عمله هو الاتصال به ومحاوله جعله يتحدث معى |