| "Şimdi, Janet, senden yaşlı Willow'un yerinden uzak durmanı istiyorum. | Open Subtitles | ...الآن، جانيت، أريدِك أن تبتعدي عن مكان الصفصاف القديم هذا |
| Burada olduğun sürece pencerelerden uzak durmanı öneriyorum. | Open Subtitles | حسنٌ، طالما أنّكِ هُنا، أقترح أن تبتعدي عن النوافذ. |
| Seni evliliğime ben dâhil ettim ama oğlumdan uzak durmalısın. | Open Subtitles | أعترف أني فعلت هذا و لكن يجب أن تبتعدي عنه |
| Hayatım, bu ten rengiyle güneşten uzak durmalısın. | Open Subtitles | عزيزتي، بطبيعة بشرتك , يجب أن تبتعدي عن الشمس ماذا؟ |
| Jim onlardan olabildiğince çabuk uzaklaşmanı istedi. | Open Subtitles | جيم يريدك أن تبتعدي عنهم باسرع ما يمكن |
| Abbey, dinle, ne olduğunu anlamak için belki de biraz uzak durman gerekiyor. | Open Subtitles | أصغي,عليك أن تبتعدي من أجلِ تكوين وجهة نظر واضحة عن ما حدث |
| Belki de yapabileceğin en iyi şey mümkün mertebe bu işten uzak durmak. | Open Subtitles | ربما أفضل ما يمكنكِ فعله هو أن تبتعدي ما تقدرين عن هذا الأمر |
| Sana bu oğlandan uzak durmanı söyledim sanıyordum. | Open Subtitles | خلت أنني قلت لكِ أن تبتعدي عن هذا الصبي. |
| Bugün benden uzak durmanı söylemiştim değil mi? - Bütün bunlar ne zaman oldu? | Open Subtitles | أخبرتكِ أن تبتعدي عن طريقي اليوم، أليس كذلك؟ |
| Aklıma gelen tek şey senin bu işten uzak durmanı istediğim. | Open Subtitles | لا أعلم إلّا أنّي أودك أن تبتعدي عن هذه الفوضى ما استطعتِ. |
| Sana o boku hala kullanıyorsan benden uzak durmanı söylemiştim. | Open Subtitles | أضن أنني قلت لك أن تبتعدي عني. أن عدت إلى تعاطي هذا الهراء. |
| Ondan uzak durmanı istiyorum. | Open Subtitles | أعتقد أنني أريدك أن تبتعدي عنها |
| Bu Dolarhyde söylediğin gibi tuhaf biriyse... belki de ondan uzak durmalısın. | Open Subtitles | أعتقد أنه ينبغي عليك أن تبتعدي قليلا عن دولارهايد |
| O yüzden çölden uzak durmalısın. | Open Subtitles | لهذا يجب أن تبتعدي عن الصحراء |
| Hayır, Artie gelene kadar ondan uzak durmalısın. | Open Subtitles | -كلا، يجب أن تبتعدي عنه حتى يعود (آرتي ) |
| Kapıdan uzaklaşmanı istiyorum. | Open Subtitles | لذا أريد منك أن تبتعدي عن الباب. |
| Gabrielle, eğer birşey olursa burdan uzaklaşmanı söylemiştim. | Open Subtitles | (جابرييل)، لقد أخبرتكِ أن تبتعدي عن هنا لو حدث شيء |
| Eğer kendini benim kadar akıllı, benim kadar uzun boylu ve Thor gibi saçları olan bir bilim adamıyla çalışırken bulursan hemen oradan uzaklaşmanı ve derhal beni aramanı istiyorum. | Open Subtitles | إذا وجدتِ نفسكِ تعملين مع عالِم رجل ذكي وطويل مثلي (وله شعر مثل (ثور وقتها أريدكِ أن تبتعدي عنه وتتصلي بي في الحال |
| Benden mümkün olduğunca uzak durman çok iyi bir fikir olabilir. | Open Subtitles | أرجّح أنّها فكرة جيّدة أن تبتعدي عنّي ما استطعت. |
| İşte bu yüzden benden uzak durman gerek. Tamam mı? | Open Subtitles | لهذا السبب أقول أنه عليكِ أن تبتعدي عني ، حسناً ؟ |
| Senin de olay mahallinden uzak durman lazım. | Open Subtitles | وأنتِ يجب أن تبتعدي عن مكان الجريمة |
| İnan bana, onlardan kesinlikle uzak durmak isteyeceksin. | Open Subtitles | ثقي بي، ستريدين أن تبتعدي عنها |