| Kadınları ve cocukları öldüren hükümete nasıl silah satarsın? | Open Subtitles | كيف يمكنك أن تبيع الأسلحة لحكومات تفجر النساء والأطفال؟ |
| Dewey, kiranın sana ait payını ödemiyorum, yani belki gitarlarından birini falan satarsın. | Open Subtitles | ديوي, لن أدفع حصتك من الإيجار, لذا ربّما يجب أن تبيع أحد غيتاراتك أو شيئ ما |
| Eğer bunlardan birini internette satmaya kalkışırsa onun yerini bulabilirim sanırım. | Open Subtitles | إن كانت تحاول أن تبيع الأرقام، على الشبكة فربما أستطيع تعقبّها |
| Bu, artık otellere kahve satmaya başlamak istediğini söyleme şeklin mi? | Open Subtitles | أهذه طريقتُك لتقول أنك تريدُ أن تبيع قهوتك إلى الفنادق الآن؟ |
| Paraya ihtiyacın varsa, kanını satabilirsin. | Open Subtitles | إذا كنت تحتاج المال فيمكنك دائما أن تبيع الدم |
| Bir araba pazarlamacısı olduğunuzu hayal edin ve bir araba satmak istiyorsunuz. | TED | تخيل أنك بائع سيارات، وتريد أن تبيع سيارة لشخص ما. |
| Ama malı burada satıyorsun.. | Open Subtitles | لا يرفع شأنك لكن أن تبيع المخدرات فيها ؟ |
| Dinle, Ortabatı'ya satmak istiyorsan, nasıl satabileceğini söyleyeceğim. | Open Subtitles | اطلعني علي فكرتك إن أردت أن تبيع إلى الغرب0 المتوسط سأقول لك كيف |
| Sende dünyanın en büyük zıplayan topunu satarsın. | Open Subtitles | يمكنك أن تبيع الحلوة القاسية الكبيرة لديك |
| - Ah, boşver, bu kadar emlak satarken, işler bu kadar iyi giderken, herhalde sen de bir sabah satarsın. | Open Subtitles | - لآ تثيرنى يا نورمان بهذه القطعة الكبيرة من العقار الموجودة على التل و هذا العمل المدر للآرباح يمكنك فقط أن تبيع فدان نعم |
| - Arkadaşlarını nasıl satarsın? | Open Subtitles | كيف يمكنك أن تبيع أصدقائك؟ |
| - Yolda sakız satarsın. | Open Subtitles | - هل يمكن أن تبيع Chiclets على الطريق. |
| Yaşlı Earl Haffler'a Kübalı ambalajında Dominiklileri satmaya çalışmayacaksın, değil mi? | Open Subtitles | لا أظن أنك تحاول أن تبيع لـ إيرل هافلر المخضرم دومنيكيين في غلاف كوبي، صحيح؟ |
| Bebek koruyucu saçmalığı bize elektrik prizleri için güvenlik malzemeleri satmaya çalıştı. | Open Subtitles | أرادت محتالة تحصين الاطفال أن تبيع لنا أغطية سلامة لمصادر التيار |
| Yaşlı Earl Haffler'a Kübalı ambalajında Dominiklileri satmaya çalışmayacaksın, değil mi? | Open Subtitles | لا أظن أنك تحاول أن تبيع لـ إيرل هافلر المخضرم دومنيكيين في غلاف كوبي، صحيح؟ |
| Daha önce söylemiştim, istersen, elimdeki şeyleri, biletleri, şapkaları, tenis ayakkabılarını, sana başka bir dövüş ayarlayana kadar sen satabilirsin, tabi yapmak istediğin buysa. | Open Subtitles | لقد أخبرتك لو أردت أي شيئ لي التذاكر، القبعات، الأحذية الرياضية يمكنك أن تبيع تلك الأشياء حتى آتي لك بقتال آخر |
| Sen hakiki bir sanatçısın. Bunları satabilirsin. | Open Subtitles | أنت فنان حقيقي يمكنك بالتأكيد أن تبيع هذه |
| Yine, buradaki hedef sadece sahip olduklarını insanlara satmak değil; buradaki hedef inanan insanlara senin inandığını satmaktır. | TED | ليس الهدف هو البيع للأشخاص الذين يحتاجون ما لديك، إنما الهدف أن تبيع للأشخاص الذين يؤمنون بما تؤمن. |
| Şüphelerle dolu bir dünyada şüphe götürmez kesinlikler satıyorsun. | Open Subtitles | أن تبيع العالم نصائح نادرة أن تبيع الحقيقة في عالم غير حقيقي |
| Janet bana ağrı için biraz oksikodon satabileceğini söylemişti. | Open Subtitles | جانت أخبرتنى أنه ينمكنها أن تبيع لى مخدر أوكسى للألم |
| Ya siz ona kağıt satarsınız ya da o size mazeretini satar. | Open Subtitles | إما أن تبيع للشخص مخزون ما, أو هو بيبع لك سبب ما |
| Ne yani, seni buraya, teröristlere satmadan önce... onu durdurman için mi gönderdiler? | Open Subtitles | ماذا,أرسلوك إلي هنا كـي توقفها قبل أن تبيع شيء ما لهؤلاء الأرهابيين؟ |
| Artık kapüşonlu yelekler satmalısın. | Open Subtitles | يجدر بك أن تبيع البلوزات والسترات بأغطية الرأس |