| Ama onun özel birisiyle tanışıp cinselliğini yeniden keşfetmesine izin vermelisin. | Open Subtitles | لكن يجب عليك أن تدعها تحصل على مرادها لتعيد اكتشاف حياتها العاطفية مع شخص مميز |
| Eğer hâlâ dönmediyse belki de gitmesine izin vermelisin. | Open Subtitles | أعني، أنها إذا لم تغفر لك بعد فمن الأجدر أن تدعها وشأنها |
| Bu doğru olabilir ama kendisini keşfetmesine izin vermelisin. | Open Subtitles | قد يكون ذلك صحيحاً لكن يجب أن تدعها تكتشف ذلك بنفسها |
| Senden nefret bile etse buna izin vermelisin ki bu mevzu için daha iyi hissedebilsin, düzelebilsin. | Open Subtitles | حتى لو كانت تكرهك يجب أن تدعها تكرهك حتى تشعر بتحسن سوف تشعر بتحسن |
| Ve geldiklerinde ellerinin ucundan kaymalarına izin veremezsin. | Open Subtitles | وعندما تأتي الفرصة، لا يمكنك أن تدعها تفلت من بين يديك. لا يمكنك ذلك أتفهم؟ |
| - Evet, efendim. Bana gelmesine izin vermelisin. | Open Subtitles | نعم سيدي عليك أن تدعها تأتي الي |
| Lucas, dinle kardeşim. Gitmesine izin vermelisin. | Open Subtitles | لوكاس, أسمع يا أخي, يجب أن تدعها تذهب |
| Gitmesine izin vermelisin. Bir yanlış anlaşılma oldu. | Open Subtitles | يجب أن تدعها تذهب, هناك نوع من سؤء فهم |
| Onun kendi şekline bürünmesine izin vermelisin. | Open Subtitles | يجب أن تدعها تكبر إلى ما ستصبح إليه |
| Gitmesine izin vermelisin. | Open Subtitles | يجب أن تدعها تذهب. |
| Gitmesine izin vermelisin! | Open Subtitles | يجب أن تدعها تذهب |
| - Bir çocuk olmasına izin vermelisin. | Open Subtitles | -لابد أن تدعها تكون طفلة |
| Leo onun umurunda bile değil. Ona izin veremezsin. | Open Subtitles | إنها لا تهتم به ، لا يمكنك أن تدعها تفعل ذلك |
| Artık onun müzik derslerine gitmesine izin veremezsin. | Open Subtitles | لا يمكنك أن تدعها تذهب إلى دروس الموسيقى بعد الآن |
| Hadi ama, biliyorum çizgiyi aştım ama bir polise bunu yapmasına izin veremezsin. | Open Subtitles | بحقك، أعلم بأني تخطيت الحدود وقمتبأمورسيئة،لكن .. لا يمكنك أن تدعها تفعل هذا بشرطي آخر |