| Konsey üyesi ya yalan söylüyor ya da istihbaratı kötü. | Open Subtitles | لذا إما أن عضوة المجلس تكذب وإما أنها ضحية استخبارات مضللة |
| Dr. Murphy görüldüğü üzere meclis üyesi şu anda meşgul. | Open Subtitles | دكتورة مورفي, من الواضح أن عضوة المجلس مشغولة في الوقت الراهن. |
| Yerel bir Tucson gazetesine göre Arizona Bayan Kongre üyesi Gabby- | Open Subtitles | جريدة محلية في توكسون أوردت أن عضوة الكونجرس لولاية اريزونا |
| Şimdiye kadar Arizona, Tucson'daki belediye binasında Kongre üyesi Gabrielle Giffords ve diğer 12 kişinin silahlı saldırganın açtığı ateşle yaralandığını öğrendik. | Open Subtitles | مانعلمه حتى الآن أن عضوة الكونجرس جابرييل جيفورد و اثنا عشر آخرون اصيبو في حادث إطلاق للنار أطلقه مسلح في تجمع محلي في توكسون,بولاية أريزونا. |
| Jaffa Yüksek Konseyi'nin bir üyesi Ba'al'ın son dokuz aydır Dünya'da olduğunu mu iddia ediyor? | Open Subtitles | أتقول أن عضوة بمجلس الـ((جافا)).. تدّعي بأن (بعل) على الأرض منذ الأشهر الـ9 الأخيرة؟ |
| Hayır Peter, Kongre üyesi Hookstraten haklı. | Open Subtitles | كلّا، يا (بيتر)، أعتقد أن عضوة الكونغرس مُحقة |
| Kongre üyesi Yoshida etkilendi. | Open Subtitles | أعرف أن عضوة الكونغرس يوشيدا) كانت منذهلة) |
| Meclis üyesi Caulfield'a saldırı düzenlenmiş. | Open Subtitles | يقول أن عضوة المجلس (كولفيلد) قد هوجمت |