| Ana durum, tahta geçmesine izin vermeyeceğiz. Efendi Koruyucu ile konuşmalıyız. | Open Subtitles | المهمّ ألا ندعه يرث العرش يجب أن نتحدّث إلى السيّد الحامي |
| Bilmiyorum. İki şekilde de, onlarla konuşmalıyız. | Open Subtitles | لا أعرف يجب أن نتحدّث إليهم في كل الأحوال |
| Bence özel olarak konuşmalıyız. | Open Subtitles | أعتقد أنّه من الأفضل أن نتحدّث علي إنفراد |
| Rahatsız ettiğim için özür dilerim, ama konuşmamız gerek. | Open Subtitles | آسفة لمضايقتك، لكن في الواقع يجب أن نتحدّث |
| 5 milyon dolarımı nasıl ve ne zaman alacağımı konuşalım istersen. Konuşacağız. | Open Subtitles | ربما علينا أن نتحدّث عن كيف ومتى سأحصل على مالي. وسنفعل ذلك. |
| Açmayı çok sevdiğin o utanç verici konuları konuşuruz. | Open Subtitles | نستطيع أن نتحدّث عن كلّ الأشياء المُحرجة التي تودّين قولها |
| Seninle daha fazla konuşmalıyız, artık 17 oldun. | Open Subtitles | يجب أن نتحدّث أكثر الآن بما أنّكِ في الـ 17 عاماً |
| Sanırım onunla burada konuşmalıyız. Ayakkabısını kaybetmiş, fazla yürümüş olamaz. | Open Subtitles | إرتأيت أن نتحدّث إليها هنا لقد فقدت حذائها، ما كانت لتبتعد كثيراً |
| Belki de sen hayat hikayesini senaryolaştırmadan önce onunla konuşmalıyız. | Open Subtitles | ربما ينبغي أن نتحدّث معها قبل أن تبدأ في كتابة قصّة فيلم |
| Birileriyle konuşmalıyız. İki çift laf edemiyoruz. | Open Subtitles | علينا أن نتحدّث ، فـ نحن لا نتحدّث أبداً |
| Özel olarak konuşmalıyız. Benim odamda buluşalım. | Open Subtitles | يجب أن نتحدّث على إنفراد، سألتقي بكِ في موقع عملي |
| Belki de hücre arkadaşlarıyla konuşmalıyız çünkü sorunu her neyse sadece kendine saklamış olmamalı. | Open Subtitles | لربّما نحن يجب أن نتحدّث إلى زميل زنزانته، لأن أيّاً مشكلته، لن يُبقيها لنفسه |
| Burayı yeniden boyamayla ilgili konuşmalıyız sanki. | Open Subtitles | أشعر و كأن علينا أن نتحدّث عن إعادة الدهان |
| Bence amiriyle tekrar konuşmalıyız. | Open Subtitles | أعتقد أننا يجب أن نتحدّث إلى الرئيس مُجدّداً. |
| Ayrıca rüyanızda çalıştığınız vakanın türünü de konuşmalıyız. | Open Subtitles | ويجب أيضًا أن نتحدّث عن نوع القضية التي تعمل عليها في حلمك |
| Bu konu hakkında bir profesyonelle konuşmamız gerekebilir. | Open Subtitles | لا أقصدُ فكرتك. يجب أن نتحدّث مع اختصاصيّين عن ذلك. |
| konuşmamız gereken bir şey var. | Open Subtitles | هناك امرٌ واحد أنا وانت يجب أن نتحدّث عنه، |
| Ama bu olmadan önce ne söyleyeceğini konuşmamız gerek. | Open Subtitles | ولكن قبل أن أدع ذلك يحدث، يجب أن نتحدّث حول ما ستقولينه. |
| Sana biraz daha antrenman ayarlamak için konuşalım diyordum. | Open Subtitles | اسمعي, أعتقد أننا يجب أن نتحدّث عن تحسين مستواك بتكثيف التمرين. |
| Önce bu yeni gelecek baskının temiz olup olmadığına bakar, ondan sonra yeni bir çekime ihtiyaç var mı yok mu, konuşuruz. | Open Subtitles | دعنا ندقّق ونرى إذا كانت النُسخة الجديدة نظيفة أم لا قبل أن نتحدّث عن إعادة الصّيغة. |
| konuşmadan önce sormak istiyorum hayatınızdan memnun musunuz? | Open Subtitles | تعالي ، دعينا نتحدّث قبل أن نتحدّث هل يمكنني أن أسأل هل أنتَ سعيد في حياتك؟ |
| Sizinle organ bağışını konuşmak istiyoruz. | Open Subtitles | فنودّ أن نتحدّث إليك بشأن التبرع بالأعضاء |