ويكيبيديا

    "أن يدرك" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • fark etmeden
        
    • bilmeli
        
    • farkında
        
    • idrak etmek
        
    Geceleyin yürüyeceğiz, Groby yokluğumuzu fark etmeden geri dönmüş olacağız. Open Subtitles سنمشي إلى هنالك في الليل و سنصل هنالك قبل أن يدرك غروبي رحيلنا
    Planım, kalanıyla, başkaları fark etmeden önce hepsini yerine koyabilmek için yatırım yapmaktı. Open Subtitles الخطه كانت أستثمار الباقي حتى أستطيع أعادتها بالكامل قبل أن يدرك أي شخص أنه ذهب.
    Haydi, o eşyalarına dokunduğumuzu fark etmeden gidelim. Open Subtitles لنلوذ بالفرار قبل أن يدرك أننا مسسنا ممتلكاته
    Bu insanlar aralarinda korkaklarin oldugunu bilmeli. Open Subtitles يجب أن يدرك هؤلاء الناس بأن هناك جبناء بينهم
    İnsanlarınızı kaybetmeniz üzücü, ama gezegeniniz ve Caledonia'lılar kararlılığımızı bilmeli. Open Subtitles نأسف لموت جماعتك.. لكن يجب أن يدرك كوكبك و((الكاليدونيّون)) عزمنا
    farkında dahi olmadan benzeri bir gezegene yerleştirilebilinirsiniz. Open Subtitles ينتقلون على كوكب مماثل من دون أن يدرك أحد حتى ذلك.
    Hey, hayatta bir başına kaldığını idrak etmek kolay iş değil. Open Subtitles ليس من السهل أن يدرك المرء أنّه وحيد بهذا العالم
    O planların değiştiğini fark etmeden bizim hızlıca hareket etmemiz gerekiyor. Open Subtitles كل ما يجب هو السرعة قبل أن يدرك بتغيير الخطة
    Gaydacının da bildiği buydu. Hatasını fark etmeden önce bir düzine karışım hazırlamıştı. Open Subtitles بهذه الطريقة صنع الاسكتلندي عشرات الدفعات قبل أن يدرك خطؤه
    Gittiğimizi fark etmeden önce buradan çıksak iyi olur. Open Subtitles ربما ينبغي علينا الرحيل قبل أن يدرك شخص ما رحيلنا. انه علي حق.
    Bunu gerçekten göze alamazdım, bu yüzden dönemin koşullarının getirdiği sorunlara, meydan okumaya başladım, bu, iş mektuplarında adımı 'Stephanie' yerine 'Steve' olarak yazmama kadar vardı böylece insanlar iş yaptıkları, adamın aslında kadın olduğunu fark etmeden önce eşikten geçebilmiş oluyordum. TED ولم أكن أستطيع مواجهة ذلك، لذا بدأت في مواجهة أعراف ذاك الوقت، لدرجة أنني غيرت اسمي من "ستيفاني" إلى "ستيف" في رسائلي للتطوير المهني، لأعبر الباب قبل أن يدرك أحد بأن هو كانت هي.
    Herkes bilmeli Open Subtitles يجب أن يدرك الجميع
    Ona kolladığımızı bilmeli. Open Subtitles يجب أن يدرك أننا نسانده
    Kulüp de bilmeli. Open Subtitles النادي يجب أن يدرك هذا
    Bu kadar çabuk taraf değiştirebilen birine Ve farkında bile olmadan, biri hariç Diğer tüm ölümcül günahları işleyen. Open Subtitles شخص يخون رفاقه بسرعة.. وشخص دون أن يدرك ارتكب جميع الخطايا السبع ما عدا خطيئة واحدة.
    Aradığımız bilginin farkında olacağını umut ediyoruz. Open Subtitles نأمل أن يدرك المعلومات التي نبحث عنها قبل ذلك
    Sevginin her şeyi, hatta "Kısasa kısasın bütün dünyayı kör edeceğini" idrak etmek zorunda olan ölüm meleğini bile yenebileceğini öğrenince mahcup oldu. Open Subtitles خجل من إيجاد الحب الذى يجلى كل شئ حتر رسول الموت الذى كان عليه أن يدرك ان " العين بالعين

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد