| Ayrıca babamın verdiği 900 Dolarlık elbiseyi mahvediyorsun. | Open Subtitles | أظنك تتلف بدلة قيمتها 900 دولار , ابي أهداني اياها |
| Bana verdiği ilk hediyelerden biridir. | Open Subtitles | كانت واحدة من أولى الهدايا التي أهداني إياها |
| O çıktıktan sonra, ikinci yıl dönümümüzde bana verdiği 38.liği yanıma aldım ve servis çıkışından çıktım. | Open Subtitles | بعد مغادرته، أخرجتُ مُسدّسي عيار 38 الذي أهداني إيّاه بذكرى زواجنا الثانية، وخرجتُ من مخرج الخدمة. |
| Tam olarak nasıl işlediğini bilmiyorum, kardeşim hediye olarak bu kartı yollamış. | Open Subtitles | لا أدري تماماً كيف تجري الأمور هنا، أهداني أخي هذه البطاقة |
| İlk amirim emekli olurken bana hediye etmişti. | Open Subtitles | أهداني إياها رئيسي السابق عندما تقاعد عن العمل |
| Geçen sene de tek kişilik orkestra kıyafeti almıştı. | Open Subtitles | و العام الماضي أهداني مجموعة أدوات فرقة لشخص واحدة |
| O zaman yenile. Senin yaşlarındayken bunu bana babam almıştı. | Open Subtitles | يجب أن تحافظ عليها أهداني إياها أبي |
| - Bu babalar gününde çocuklarımın bana verdiği hediyen bu yana birinden aldığım en güzel hediye. | Open Subtitles | هذا أجمل ما قد فعله لي شخص منذ أنا أهداني إبني هدية عيد الأب |
| Ama Tanrı'nın bana verdiği yeteneği asla unutmadım. | Open Subtitles | لكنّي لم أغض الطرف أبدًا عن العطيّة التي أهداني إيّاه الرب |
| Babanın verdiği ufak bir hatıra. | Open Subtitles | هديّة صغيرة أهداني هي والدك. |
| Şalem'in verdiği beyaz şalım nerede? | Open Subtitles | وشــاحي الأبيــض الذي أهداني إياه (شاليم) أين هــو؟ |
| Babamın bana verdiği. | Open Subtitles | التي أهداني أبي اياها |
| Önemli biri olduğumu sandığı zamanlarda komşum hediye etmişti. | Open Subtitles | أهداني جاري إياها عندما كان يظن أني سأصبح مشهوراً |
| hediye olarak bana verdi. | Open Subtitles | أول شيء، هذه فتاحة خطابات، وليست سكيناً، وقد أهداني إياها لتوّه بإعتبارها هدية. |
| Bir keresinde bir tüccar bana, Ermenistan'dan beyaz turna hediye etmişti. | Open Subtitles | أحد التجار أهداني يوماً كركي أبيض من أرمينيا الصغرى |
| Babam onu bana 6. yaş günüm için almıştı. | Open Subtitles | أبـي أهداني إياه لـعيد ميلادي السادس |
| İki sene önce Pee Wee'nin Büyük Macerası'ndaki bisikletin tıpatıp kopyasını almıştı. | Open Subtitles | منذ عامين أهداني نسخة مطابقة "لدراجة فلم "مغامرة بيــي ويــي الكبيرة |
| Carol'ın babası bana onları almıştı... | Open Subtitles | فوالد "كارول" أهداني عدّة جديدة |
| Ben kabul ederim, ama ailem lise mezuniyetimde bana zaten altın bir rolex almıştı, fakat sendeki Patek Philippe'e bayıldım. | Open Subtitles | -أنا بلى ، لكن والديّ أهداني ساعة (رولكس) بمناسبة البكلوريا لكن تعجبني (باتيك فيليب) التي تلبسها |