| Scott ile çok zaman geçirdiğim için Lisa'yı ihmal ettim sanki. | Open Subtitles | أعلم.. لكني أشعر أني أهملت ليزا لقضائي وقتا كثيرا مع سكوت |
| Ve Carlotta Adams'a 10,000 sterlin önerdiğinizi söylemeyi ihmal ettiniz. | Open Subtitles | وانت قد أهملت ذكر ال 10,000 جنيه التى عرضتها على شارلوتا ادامز |
| Maris'in davetiyemi yollamayı ihmal ettiğini varsayarak evsizler için düzenledikleri dansa gittim. | Open Subtitles | لقد ذهبت لتو إلى الحفل الراقص من أجل المشريدن مفترضاً ببساطه أن ماريس أهملت إرسال دعوة لي |
| Ailemizin o kısmını neden görmezden geldiğini anlatma zahmetine katlanabilir misin? | Open Subtitles | هل تهتم بإخباري لماذا أهملت ذلك الفرع من شجرة العائلة؟ |
| Bu süre boyunca, onun yüzünden, hayatımı boşladım. | Open Subtitles | في كل تلك السنوات، بسببه أنا فعلا أهملت حياتي |
| Ama biri hakkinda iyi konusacak olsaniz, onu dâhil etmezdiniz. | Open Subtitles | لكنك ستتحدث بشكل جيد عن أحدهم والذي أهملت القيام به كما هو واضح |
| Apple'ın neye ihtiyacı olduğunu çözene kadar.. ..NeXT işletim sistemine çekileceksin. | Open Subtitles | إنّك أهملت "نيكست أوس" حتى تتمكن من معرفة ما الذي تحتاجه شركة "أبل". |
| Çok yakın gözüküyorsunuz; duygularını gizleyemiyor. | Open Subtitles | يبدو أنك أهملت أبا |
| Ruslar geçen ay ayrıldıktan sonra çekirdek enerjisi ihmal edildi. | Open Subtitles | بعد أن غادر الروس فى الشهر الماضى .لقد أهملت الطاقة الرئيسية |
| Ve önceki ayarlamanın her iki taraf tarafından da ihmal edildiğini kabul ediyoruz. | Open Subtitles | ونحن نعترف في الماضي الاتفاقية أهملت من كلا الجانبين |
| Hamile olduğumdan beri klübü ihmal ettiğimi biliyorum ama o kadar çok değil. | Open Subtitles | أقصد ، أنني أعلم أنني أهملت النادي منذ أن حبلت لكن ليس إلى هذه الدرجة |
| Mr. Grolsch, daha önce konuştuğumuzda, buraya Kaliforniya'ya, Maryland'den geldiğinizi söylemeyi ihmal etmişsiniz. | Open Subtitles | عندما تحدثنا في السابق يا سيد جرولش لقد أهملت أن تذكر أنك جئت لكيليفورنيا من ماريلاند |
| Sanırım çok uzun yıllar başkalarının duygularını dinledim ve kendiminkileri ihmal ettim. | Open Subtitles | أفترض أننى قضيت سنوات كثيرة أستمع فيها لمشاعر الآخرين فى الوقت الذى أهملت فيه مشاعرى أنا |
| Benim de bağımsız olarak test edebileceğim kanıttan bir örnek getirmeyi ihmal etmişsiniz sanırım. | Open Subtitles | يبدو أنك أهملت تضمين عينة من الدليل والتي كان بإمكاني فحصها بشكل مستقل |
| Birleşmeden sonra ve şimdi de N.F.L. yüzünden bazılarını ihmal ettim. | Open Subtitles | منذ الاندماج والآن رابطة كرة القدم، أهملت بعضهم |
| Benden yapmamı istediğinizi maalesef ki ihmal ettim. Ne gibi? | Open Subtitles | يبدوا بأنني أهملت بشكل ثعلبي ما طلبت مني فعله |
| ..dügün festivali için Hobeika'ya gelecek. Malum siz, davet etmeyi ihmal etmistiniz. | Open Subtitles | الّذي وبالتأكيد من غير قصد أهملت دعوتهُ إليه. |
| İşi gitmeyi ihmal ettim ve kızım beni suçladı. | Open Subtitles | لقد أهملت العمل وابنتي ألقت باللائمة علي |
| Başkalarının çocuklarıyla ilgilenirken kendi kızımı ihmal ettim. | Open Subtitles | مشغول جداً بالاهتمام بأطفال أشخاص اخرين، أهملت ابنتي. |
| Tokyo, tahkikatlarımı görmezden geliyor ve Bakan Hull'un sunduğu uzlaşma önerilerine hala cevap vermedi. | Open Subtitles | أهملت طوكيو ردودى المتكررة ومازلت لم أتلقى أى رد بشأن إقتراحات الحل الوسط الذى "عرضه السكرتير" هيل |
| Çocuğun eğitimini boşladım. | Open Subtitles | لقد أهملت تعليم الصبي |
| Ama biri hakkında iyi konuşacak olsanız, onu dâhil etmezdiniz. | Open Subtitles | لكنك ستتحدث بشكل جيد عن أحدهم والذي أهملت القيام به كما هو واضح |
| Apple'ın neye ihtiyacı olduğunu çözene kadar.. .. NeXT işletim sistemine çekileceksin. | Open Subtitles | إنّك أهملت "نيكست أوس" حتى تتمكن من معرفة ما الذي تحتاجه شركة "أبل". |
| Çok yakın gözüküyorsunuz; duygularını gizleyemiyor. | Open Subtitles | (يبدو أنك أهملت (أبا |
| Görevlerimi çok fazla ihmâl ettim. | Open Subtitles | لقد أهملت واجباتي بما فيه الكفاية |