| Hâlâ sorun yaşıyorum. Gelip bir bakabilir misin? | Open Subtitles | نعم ، لا زلت أواجه مشكلة معه هلا دخلت و ألقيت نظرة عليه ؟ |
| Ve ben de her gün madene gittiğimde o hergelelerle yüzleşmek zorunda kalırsam? | Open Subtitles | عندها علي أن أعود إلى المنجم كل يوم و أواجه أبناء السفلة أولئك |
| Bununla yüzleşmeliyim, Bu ilişki yürümeyecek. | Open Subtitles | يجب أن أواجه الأمر لن تنجح العلاقة بيننا |
| Çünkü bu ay yine kiramı ödemekte zorluk çekiyorum. | Open Subtitles | أواجه بعض المشاكل في دفع الإيجار هذا الشهر |
| Ben, kör birisi olarak, her gün insanların, becerilerimle ilgili yanlış düşünceleriyle yüzleşiyorum. | TED | كرجل أعمى ، أواجه الآخرين بمخالفة افتراضاتهم عن مقدراتي كل يوم. |
| Peter, eğer sana yardım edeceksem, neyle karşı karşıya olduğumu bilmeliyim. | Open Subtitles | بيتر, اذا اردت مني مساعدتك فعليك أن تقول لي ما أواجه |
| Doğrusunu söylemek gerekirse berbat bir gün geçiriyorum ve pek gülme havasında değilim. | Open Subtitles | أواجه يوم كريه وليس لي مزاج للضحك يمكننا أن ننتظر حتى الغد |
| Şarabınız lezzetli ama gerçeklerle yüzleşmem gerek. | Open Subtitles | نبيذك رائع ولكن علي أن أواجه الحقيقة إن مشروعي فشل |
| Eşimin ailesiyle aramızdaki engelleri aşmakta sorun yaşıyorum. | Open Subtitles | أواجه مشكلة في كسر حاجز العلاقة مع عائلة زوجي |
| Bir süredir çok kişilikli hastalarımla bazı problemler yaşıyorum. | Open Subtitles | نعم، اعتدت أن أواجه هذه المشكلة مع مرضاي المصابين بإنفصام الشخصية |
| Saçma olduğunu biliyorum ama, sanırım bu kalemle sorun yaşıyorum. | Open Subtitles | أعلم أنه أمر سخيف ، لكنني على ما يبدو أواجه مشكلة مع هذا القلم |
| Er yada geç babamla yüzleşmek zorundayım. | Open Subtitles | أنا يجب أن أواجه أبي عاجلاً أم آجلاً لنذهب الى البيت |
| Hiçbir şeyle yüzleşmeyeceğim, yüzleşmek istemiyorum, ve hissetmek istemediğim hiç bir duygum yok, ve buna annemin votka memeleri de dahil. | Open Subtitles | ليس علي أن أواجه شيء لا أريد أن أواجهه. وليس علي الشعور بشيء لا أريد أن أشعر به. وذلك يتضمن فودكا أمي. |
| İnkar edilemez ve acı gerçekle yüzleşmeliyim. Ben bir mutantım. | Open Subtitles | الآن يجب أن أواجه الحقيقـة المخيفـة التي لا يمكن إنكارها، وهي أني أبكـم. |
| Yanlış kattayım. Teknik güçlükler çekiyorum. Ekranlar donuyor, beni engelliyorlar. | Open Subtitles | فأنا أواجه بعض الصعوباتالتقنية،ولا يمكننيالوصوللماأريد. |
| Ve en sonunda, yüzleşiyorum sürgünümle, sürülmüş, reddedilmiş bir sefil olarak. | Open Subtitles | لذا فانني في النهاية أواجه النفي النفي و الرفض و لكنني شحاذ هنا |
| İlerleme kaydediyorum ama çok büyük bir muhalefetle karşı karşıyayım. | Open Subtitles | لا زلتُ أبدأ في عملي لكني أواجه معارضة قوية جدّاً. |
| Gerçekten sağlam bir adam diyordum. Teşekkürler. Son zamanlarda zor günler geçiriyorum. | Open Subtitles | شكراً ، ولكنني كنت أواجه وقتاً عصيباً مؤخراً |
| Kozmetik alınyazımın bulma umudum... en büyük korkumla yüzleşmem demekti. | Open Subtitles | لو كان لدي أي أمل لأجد قدري, عليّ أن أواجه أكبر مخاوفي. |
| Korkularımla yüzleştim ve artık kimin ne düşündüğü umrumda değil. | Open Subtitles | لقد كان علي فقط أن أواجه مخاوفي وأن لا أهتم بمن يشاهد |
| Doğduğumdan beri kör olmama rağmen, görme konusunda hiç sorun yaşamadım. | Open Subtitles | على الرغم من أني وُلدت عمياء إلا أنني لم أواجه مشكلة في الرؤية |
| Başım belaya girecekmiş gibi kötü bir his var içimde. | Open Subtitles | أشعر بشعور سيء أنني سوف أواجه مشاكل عديدة |
| Bende senin yüzüne bakarken zorlanacağım galiba. | Open Subtitles | و أنا أواجه وقت عصيب في النظر إليكِ أيضاً |
| O sürede, bölgedeki depremlerle ilgili bir güçIük yaşamamıştım. | Open Subtitles | لكن لم أواجه صعوبه مع الزلال هناك. |
| Selam. Hastayı senden almakta hatalı olduğumu kabul etmekte çok zorlanıyorum. | Open Subtitles | مرحبا ,أنا أواجه صعوبة في اعترافي بخطائي عندما أخذت العملية منك. |