| Onun söylediklerini dinledikten sonra bu öğlen ne yediğim hakkında konuşmak istiyorum. | Open Subtitles | إكمالًا لما قالت أود أن أتحدث عن ما تناولته على الغداء اليوم |
| Öncelikle, Dünyadaki en eski besin metodu hakkında konuşmak istiyorum, emzirme. | TED | قبلها، أود أن أتحدث عن أقدم طرق التغذية على الأرض، الرضاعة الطبيعية. |
| İyi bir durumda ölme şansımızı yükseltmek konusunda konuşmak istiyorum. | TED | أود أن أتحدث عن زيادة فرصنا للموت جيداً. |
| Eğer sizin için mahsuru yoksa yine de oğlunuzla görüşmek istiyorum. | Open Subtitles | حسناً، أود أن أتحدث إليه على أية حال، إذا لم تُمانعي |
| Sorun olmazsa bunun hakkında konuşmak isterim. | Open Subtitles | أود أن أتحدث إليكم عن ذلك إذا كان هذا هو كل الحق. |
| Ama Bay Greene ile bir konu hakkında, bir film işi hakkında konuşmak istiyordum. | Open Subtitles | لكن ذلك ما أود أن أتحدث بشأنه مع السيد "قرين" حول الحصول على عمل في أحد الأفلام |
| Bugün beynimizi ve toplumuzu nasıl değiştirebileceğimize dair konuşmak istiyorum. | TED | أود أن أتحدث اليوم حول كيف يمكننا أن نغير عقولنا ومجتمعنا. |
| Palyatif ilaçlar hakkında da konuşmak istiyorum. Toplumun bu kesiminin bakımı, değer verdikleri şeylere dayanıyor. | TED | كما أود أن أتحدث إليكم عن الرعاية التلطيفية، نموذج رعاية لهذه الفئة من السكان، يرتكز على ما يعتبرونه قيِّما. |
| Yürünebilir bir şehre neden ihtiyacımız olduğunu ve yürünebilir bir şehrin nasıl yapılacağı hakkında konuşmak istiyorum. | TED | أود أن أتحدث عن حاجتنا لهذه المدينة كما أود الحديث عن كيفية القيام بهذه المدينة. |
| Gitmeden önce sizinle biraz konuşmak istiyorum, Bay Barrie. | Open Subtitles | أود أن أتحدث معك يا مستر باري فقط بضع دقائق |
| Bu gece beni oynatmaman hakkında seninle konuşmak istiyorum. | Open Subtitles | أود أن أتحدث معك بشأن عدم إشراكك لى الليلة |
| Ve onlarla hemen şimdi konuşmak istiyorum. | Open Subtitles | محامين و الذين أود أن أتحدث إليهم علي الفور |
| Kızlar? Lilly ile yalnız konuşmak istiyorum mümkünse. | Open Subtitles | يا بنات, أود أن أتحدث مع ليلي على إنفراد, من فضلكم |
| Evet, ama eğer müsaaden olursa önce senle konuşmak istiyorum. | Open Subtitles | نعم ولكني في الحقيقة أود أن أتحدث معكِ أولاً |
| Eğer uygunsa eşinizle konuşmak istiyorum. | Open Subtitles | أود أن أتحدث مع زوجتك، إذا كان ذلك مناسباً. |
| İyi vakit geçirmişsiniz. Her neyse, Jay, seninle yemek konusunu konuşmak istiyorum. | Open Subtitles | وقت ممتع, على كل حال, جاي أود أن أتحدث معك فحسب عن العشاء |
| Çok büyük önem taşıyan bir konuda seninle görüşmek istiyorum. | Open Subtitles | أود أن أتحدث إليكي عن مسألة ذات أهمية خطيرة |
| Mümkünse sizinle kocanızla ilgili görüşmek istiyorum. | Open Subtitles | وبكل سرور أود أن أتحدث معك زوجك حول متى تفعل ذلك. |
| Fakat bu iki gencin kalmasını isterim. Onlarla biraz konuşmak isterim. | Open Subtitles | أود بقاء هذين الشابين الوسيمين قليلا أود أن أتحدث إليهما |
| Sizinle bir şey konuşmak istiyordum. | Open Subtitles | إِذن أود أن أتحدث إِليكما بشأن أمر ما |
| Teşekkürler peder. Um, ama bunu önce kocamla konuşmalıyım. | Open Subtitles | حسناً شكراً لك يا أبتاه ولكننى أود أن أتحدث بهذا الأمر إلى زوجي اولاً |
| - Neyden bahsettiğin hakkında bir fikrim yok. - O halde patronunla konuşmam gerek. | Open Subtitles | أنا ليست لدي فكرة عما تتحدث إذن أود أن أتحدث إلى رئيسك |
| Ve özellikle, kollarını kaybetmiş kişiler için biyoniğin nasıl evrimleştiğinden size bahsetmek istiyorum. | TED | بالتحديد ، أود أن أتحدث عن تطور أجهزة الأعضاء الآلية للأشخاص المصابين ببتر في عضو الذراع. |