| Cesedin yanında kesilmiş bir ip parçası vardı, ve daha ileride Yapraklar arasında kırmızı astarlı parlak bir muska muhafazası vardı. | Open Subtitles | كان هناك جزء من حبل بالقرب من الجثة و بعدها فى وسط أوراق الشجر كان هناك حقيبة فيها خطوط حمراء |
| Yapraklar döküldüğünde şapelin kulesini görebilirsiniz. | Open Subtitles | يمكنك رؤية برج الكنيسة من هنا عندما تتساقط أوراق الشجر |
| Öyle görünüyor ki aramızda yaprak izlemeyi seven bir filozof var. | Open Subtitles | . يبدو أننا لدينا فيلسوف يراقب أوراق الشجر |
| Bir avuç yaprak alıp sarıyoruz, siz de içiyorsunuz. | Open Subtitles | نحن نأخذ حفنة من أوراق الشجر ونلفها مع بعضها البعض وأنت تدخنهم.. |
| Rüzgâr kuru yaprakları üfledi yüzüme. | Open Subtitles | هبت الريح نفخة من أوراق الشجر الجافة في وجهي. |
| İnsanların iyi fikirlerle gizli bir yerlere kaybolmasının sonbahar yaprakları gibi olduğunu düşünüyordum. | Open Subtitles | لقد تخيلت أن الرجال الرائعين إختفوا إلى مكان سري حيث الأفكار تطوف مثل أوراق الشجر فى الخريف |
| Öyleyse neden burada Yapraklar hiç dökülmüyor ya da kar yağmıyor? | Open Subtitles | إذاً لماذا لا تسقط أوراق الشجر أبداً هنا، أَو الثلج؟ |
| Eğer yağmur suyunun Yapraklar arasındaki yolculuğunu izleyebilseydik çamur dediğimiz şeyin aslında hayat dolu bir dünya ve şehrin sunduğundan daha kalabalık bir metropol olduğunu görebilirdik. | Open Subtitles | فلو اتبعنا مسارَ مياه الأمطار عبر أوراق الشجر المتناثرة، لوجدنا مقدار ما يملأ قطرة الماء.. كعالم يعجّ بألوان الحياة، |
| Sonbahardaki Yapraklar gibi fikirler etrafında yüzerken... zeki insanların gizli yerlere giderek gözden kaybolduklarını zannederdim. | Open Subtitles | لقد تخيلت أن الرجال الرائعين إختفوا إلى مكان سري حيث الأفكار تطوف مثل أوراق الشجر فى الخريف |
| Ama Yapraklar renk değiştirmeye başlayınca, turistler evlerine gidecekler. | Open Subtitles | ولكن أوراق الشجر توقفت عن التغير قريباً سيعود السياح للبلدة |
| Ne zaman geri geleceksin bana Yapraklar getir... - Güzel... | Open Subtitles | ليحضر لى أوراق الشجر ليحضر لى أوراق الشجر |
| Yapraklar düştüğünde masumlar ölür. | Open Subtitles | تقول، حين تتساقط أوراق الشجر سيتساقط البريء أيضا ً |
| Kışı, rutubetli yaprak yığınının altında, nemli ciltleri aracılığıyla havadan oksijen alarak geçirdiler. | Open Subtitles | لقد قضوا فصل الـشتاء بين فضلات أوراق الشجر الرطبه تنفسوا الأوكسجين بإمتصاصه من الهواء من خلال جـلودهم الـرطبه |
| Birkaç büyük yaprak alıp onları bitki sapıyla dikersek... | Open Subtitles | إنّ تمكنّا من الحصول على بعض أوراق الشجر الكبيرة و أوثقناهم سويّا بالجزوع.. |
| Denizler kuruyunca. Daglar yaprak gibi rüzgârda savrulunca. | Open Subtitles | عندما تطير الجبال مع الرياح مثل أوراق الشجر |
| yaprak örneğini inceleyen laboratuara bak. | Open Subtitles | تفقدوا أمر المختبر الذي عالج دليل أوراق الشجر |
| Aynı zamanda filizler, ağaç yaprakları ve sarmaşıklar da titizlikle ayrıştırılarak menüye dâhil edilir. | Open Subtitles | الشتلات، و أوراق الشجر والنباتات المتسلقة الملتوية كلها تاكلها الفيلة. |
| Sonbahar ilerledikçe havadaki nem donuyor ve kırağı yaprakları süslüyor. | Open Subtitles | بينما يتقدم فصل الخريف، يتجمد الندى في الهواء ويُزيّن الصقيع أوراق الشجر |
| Ben temizlik görevlisiydim, dökülen yaprakları temizliyordum, gördün mü? | Open Subtitles | و أنا كنت رجل القمامة و كنت أنظف الشارع من أوراق الشجر |
| Eh, o kadar da kötü değil Yapraklara atis yapmak. | Open Subtitles | تصويبك ليس سيئاً عندما يكون إلى أوراق الشجر |
| Geceleyin rüzgarda hışırdayan Yaprakların sesine benzer ses verir. | Open Subtitles | فى الليل، تصدر اصواتاً كحفيف أوراق الشجر |
| İkiniz de çatıya çıkmışken, neden çatı oluğunu yapraklardan temizlemiyorsunuz? | Open Subtitles | بينما أنتما على السطح لم لا تخرجان أوراق الشجر من المزراب؟ |
| Şu anda, Butch her gün 90 kg yeşillik yiyor, bu da aşağı yukarı çok fazla saman demek. | Open Subtitles | الآن، تأكل "بوتش " هنا حوالي 90 كيلوغرامات من أوراق الشجر كل يوم، وهو تقريبًا بنفس كمية ذلك القش |
| Genellikle üzerinde durduğu yapraklarla neredeyse aynı renkte. | Open Subtitles | فهو يتطابق تماماً مع أوراق الشجر التى عادةً يمشى عليها |