| Worcestershire sosu bitmek üzere, bir iyilik yapıp bir kase getirebilir misin? | Open Subtitles | أنا أوشك على النفاذ من صلصة رسيستيرشاير كوني جيدة وأحضري لي بعضها |
| Cihazı tekrar tekrar kuruyorum, ama ışık gitmek üzere. Bense altın rengi olmasını, güzel olmasını istiyorum. | TED | أعدها وأجهز نفسي والضوء أوشك على النزول أريده ذهبياً، أريده جميلاً. |
| Film bitmek üzere. Neden biraz uzaklaşmıyoruz? | Open Subtitles | الفيلم أوشك على الانتهاء ، لماذا لا نبتعد قليلا ؟ |
| Kovanın dışında bir F302'nin içindeyim, geminizi havaya uçurmak üzereyim. | Open Subtitles | أنا خارج السفينة الأم على متن مقاتلة302 أوشك على تفجير سفينتك |
| Kovanın dışında bir F302'nin içindeyim, geminizi havaya uçurmak üzereyim. | Open Subtitles | أنا خارج السفينة الأم على متن مقاتلة302 أوشك على تفجير سفينتك |
| Evet, kendine zarar verebilir. Öncesinde az kalsın veriyordu. | Open Subtitles | أجل, قد يؤذي نفسه, قد أوشك على ذلك سابقاً |
| Ayrıca, Brother Heywood da yukarıda, ve onun ereksiyon molası Neredeyse doldu. | Open Subtitles | بالإضافة إلى أن مندوب شركة المفروشات في الأعلى وقد أوشك على الانتهاء |
| - Ne yapmak üzereymişim? | Open Subtitles | ما الذي أوشك على فعله؟ |
| O kadar çok evrak işim var ki, Chesnais sitesi başlamak üzere... | Open Subtitles | لدى عمل كثير لأنجزه ... العمل فى موقع شانتى أوشك على البدء |
| Adresini değiştirmek üzere olan biri için, oldukça az eşyan var. | Open Subtitles | لشخص أوشك على تغيير العناوين أنتِ تسافرين على الضوء الجميل |
| Ajan Hotchner, söylemek üzere olduğum şeyler son derece gizlidir. | Open Subtitles | ايها العميل هوتشنر ما أوشك على إخبارك إياه هو معلومة سرية |
| Test bitmek üzere ve ben bir şey yapmadım. | Open Subtitles | الاختبار أوشك على الأنتهاء ، وأنا لم أفعل شيئا |
| Her şey değişmek üzere ve hiçbir şey bunu durduramaz. | Open Subtitles | كلّ شيء أوشك على التغيير و لا شيء سيوقفه |
| Babamın bir tartışmayı kaybetmek üzere olduğunu anlayınca panikleyip sana vurması gibi. | Open Subtitles | .. وهذا يذكرني بأبي في المجادلة وعندما يعلم أنه .. أوشك على الخسارة . هو يذعر ويلكمك |
| Fakat bu ulusu savaşa sokmak üzereyim ve şu anda yas tutma lüksüm yok. | Open Subtitles | لكني أوشك على أخذ هذه الأمة لحرب والحزن هو رفاهيةً لا يمكنني تحملها الاَن |
| Gitmem gerek. Şeytan'la anlaşmamdan kurtulmak üzereyim. | Open Subtitles | الآن يجب أن أذهب فأنا أوشك على التخلص من صفقتي مع الشيطان |
| Zaten günah işledim, peder ve şimdi de yine işlemek üzereyim. | Open Subtitles | آثمت بالأفكار يا أبتِ و أوشك على الإثم بالفعل |
| Önümde dinozorlar, yanımda bir kadın, ...patlatılmak üzereyim. | Open Subtitles | الديناصورات أمامي، سيدة على جانبِي أوشك على أَنْ انفجر لَست متأكداً أنه سَبَق لي أَن كنت أسعد |
| Artık şu evi Neredeyse bitirmek üzereyim. | Open Subtitles | البيت الذي كنت أبنيه أوشك على الانتهاء. |
| Öz babam, bencil ve yıkıcı hareketleriyle az kalsın ailemizi parçalıyordu. | Open Subtitles | والدي أوشك على تفريق شمل العائلة مع قراراته التخريبية الأنانيّة |
| Ana sevgilisiyle kavga ediyordu-- Neredeyse kafasına düşecekti. | Open Subtitles | لقد تشاجرت آنا مع فتاها ويبدو أنه أوشك على ضربها |
| - Ne yapmak üzereymişim? | Open Subtitles | -ما الذي أوشك على فعله؟ |
| Buluşmayı planladığı, alarm uzmanının yakalandığını öğrenmek üzeredir. | Open Subtitles | وقد أوشك على أن يكتشف .. أنخبيرأجراسالإنذار. والمتوقّع أن يلتقي به قد أعتقل. |