| Görüşme bitmiştir. Bundan ötürü sana iki haftalık uyarı veriyorum. | Open Subtitles | انتَهَت المُقابلَة و أنا هُنا أُعطيكِ أُسبوعين لتَرك العَمَل |
| Bu yüzden hatanı telafi etmek için sana bir şans daha veriyorum. | Open Subtitles | وبسبب هذا، أنا أُعطيكِ فرصة ثانية فرصةً لتُخلصي نفسكِ |
| sana serbest kalabilmen ve mutlu olabilmen için bir fırsat verdim. | Open Subtitles | أردتُ فقط ان أُعطيكِ الفرصة لتكوني حرةً لتكوني سعيدة |
| Bu gerçekten önemliyse, sana söz veriyorum. | Open Subtitles | إنْ كان ذلك بهذه الأهمية, أُعطيكِ كلمتي |
| Evet ama bu pastayı sana gerçekten vermek istedim. | Open Subtitles | أجل، ولكن.. لقد أردتُّ حقًّا أن أُعطيكِ هذه الكعكة. |
| sana istediğin özgürlüğü verebilirim, ancak gördüğün bazı alışılmışın dışında... yöntemlerime güvenmelisin. | Open Subtitles | بوسعي أن أُعطيكِ الحرية التي تنشدينها ولكنكِ يجب أن تثقي في أساليبي التي اتبعها حتى لو كانت غير تقليدية كما يترائ لكِ |
| Çünkü, bunu sana vermeye hiç niyetim yoktu. | Open Subtitles | لأنني لم أكن أنوي أن أُعطيكِ التذاكر |
| sana zaman tanıyayım dedim. | Open Subtitles | كنتُ أُحاول أنْ أُعطيكِ بعض الوقت |
| Ben, aah... sadece sana bunu vermek istedim. | Open Subtitles | أنا فقط أردت أن أُعطيكِ هذا |
| Geldiğin için sağ ol Reina. Scottie, sana biraz para vereyim de kendinize dondurma falan alın. | Open Subtitles | حسنٌ (رينا)، شكراً لمروركِ، (سكوتي) دعيني أُعطيكِ بعض المال، لتذهبا لآلة المثلجات |
| Çok basit, sen bana Birkhoff'u verirsin ben de sana kutuyu. | Open Subtitles | -{\pos(192,205)}ببساطة، تُعطيني (بيركوف)، أُعطيكِ الصندوق |
| Ben... Hayır sana haber vermemiştim. | Open Subtitles | لم أُعطيكِ تلك الرسائل. |
| Güvende mi? Saklanacak bir yer veriyorum. | Open Subtitles | أنا أُعطيكِ مكان لتختبئى به |
| Yatıştırıcı ilaç veriyorum. | Open Subtitles | أنا أُعطيكِ منوماً |
| sana bir şans veriyorum. | Open Subtitles | أُعطيكِ فرصة |
| sana iş veriyorum. | Open Subtitles | .أُعطيكِ وظيفة |
| Söz veriyorum. | Open Subtitles | أُعطيكِ كلمتي |