| Bay Pauwels, sizin kadar harika bir güvercin yetiştiricisiyle tanışmak büyük bir onur. | Open Subtitles | سيد "باولس"، إنهُ لشرفُاً لي أن أُقابل هاوِ عظيم للحمام مِثلُك. |
| Tek çocuğuyla tanışmak da benim için onur. | Open Subtitles | والشرف لي أن أُقابل إبنته الوحيدة. |
| Bizi tutan adamla hiç tanışmadım. | Open Subtitles | أنا لم أُقابل مطلقاً الرجل الذي أوكلنا بهذه المهمة |
| Ajan Underhill'le hiç tanışmadım ama annem ve babam için yaptıklarını biliyorum. | Open Subtitles | لم أُقابل العميل (أندرهيل) قبلًا ولكني أعلم ما فعله لأمي وأبي |
| Bob, tatilde hastalarımla görüşmem, hiçbir zaman! | Open Subtitles | -أنا لا أُقابل المرضى بالإجازة . أبداً! |
| Hayır, sadece eski bir arkadaşla buluşacağım. | Open Subtitles | لا، إنني فقط أُقابل صديقاً قديماً أه |
| Aklıma gelmişken burada biriyle buluşacaktım. | Open Subtitles | على فكرة، يفترض بي أن أُقابل أحداًَ ما هنا |
| Parker'la birlikteyken sevgilinle tanışmak zorunda kalıyorum. | Open Subtitles | يجب أن أُقابل صديقك الحميم مع (باركر) هنا |
| - Patronunla tanışmak istiyorum. | Open Subtitles | أُريد أن أُقابل رئيسك |
| Chintu ile de görüşmem gerek. | Open Subtitles | علىّ أن أُقابل تشنتو |
| Senatör Crane ile görüşmem lazım. | Open Subtitles | عليّ أن أُقابل العضو (كراين)، |
| Brunch için kız arkadaşlarımla buluşacağım. | Open Subtitles | أنا أُقابل صديقاتي على فطور مُتأخر |
| Ben birazdan Lommers'la buluşacağım. | Open Subtitles | ولكن من المفترض لي أن أُقابل (لومرز) قريبًا. |
| Bu gece Josh'la buluşacağım. | Open Subtitles | -سوف أُقابل ((جوش)) الليلة . |
| Bir arkadaşımla buluşacaktım. Sanırım kendisi burada kalıyor. Adı Brian Speer. | Open Subtitles | بالمناسبة، من المفترض أن أُقابل صديقٌ ليَّ هنا، أعتقدُ أنّه يُقيم هنا، اسمه (براين سبيّر) |
| Lanet olsun, gidip şeyle buluşacaktım... | Open Subtitles | تباًN... كان من المفترض أن أُقابل |